BIR NOKTADA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• irgendwann
• an einem Punkt
• an einer Stelle
• zu einem Zeitpunkt
• auf einem Fleck

Bir noktada Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Jeffrey kalktı Bir noktada.
Irgendwann stand Jeffrey auf.

Bir noktada uyuman gerekecek.
Irgendwann musst du schlafen.

Yeter ki sizler bir noktada buluşun.
Bis ihr euch an einem Punkt trefft.

Bir noktada bitmesi gerekiyor.
Irgendwann muss es vorbei sein.

Bu da tek bir noktada mümkündür.
Allerdings ist das nur an einer Stelle möglich.

Bir noktada hepsine ihtiyacımız olacak.
Irgendwann werden wir das brauchen.

Bu nehirler bir noktada birleşiyorlar..
Denn hier vereinigen sich drei Flüsse an einer Stelle.

Bir noktada gerçekten çok dokunaklı oldu.
An einem Punkt wurde es sehr ergreifend.

Meydanın ve onu çevreleyen ana caddelerden görünen bir noktada.
An einer Stelle, sichtbar vom Platz und den Hauptstraßen, die ihn umgeben.

Ama bir noktada dürüst olmanız gerek.
Aber irgendwann muss man ehrlich sein.

Zac Efron ayrıca bırakarak önce bir noktada projeye bağlıydı.
Zac Efron war auch für das Projekt an einer Stelle gebunden, vor dem Löschen sowie.

Bir noktada benim ödememi isteyecek?
Irgendwann wird sie wollen, dass ich bezahle?

Herhangi bir kıyafet üstünde kullanmadan önce daima bir noktada test et.
Teste es immer an einer Stelle, bevor du es an Kleidung anwendest.

Bir noktada hata yapmışsın.
An einem Punkt haben Sie einen Fehler gemacht.

Evdeki her türlü hava işleme bir noktada( nemlendirme, sterilizasyon, ek filtreleme).
Alle Arten der Luftbehandlung im Haus an einem Punkt(Befeuchtung, Sterilisation, zusätzliche Filtration).

Ama bir noktada üniversiteye gitmem gerekecek.
Aber ich muss irgendwann aufs College.

Melek kanatlarını sırtına dövme yaptırmak bir noktada çok popüler bir dövme konseptiydi.
Getting Engel Flügel tätowiert auf dem Rücken war ein sehr beliebtes Tattoo-Konzept an einem Punkt.

Bir noktada daha çok paraya ihtiyacım olacak.
Ich werde irgendwann mehr Geld brauchen.

Ancak yaklaşık bir milyon yıl önce bir noktada, buz çağı aralıkları her 100,000 yıla geçti.
Aber zu einem Zeitpunkt vor etwa einer Million Jahren wechselten die Eiszeiten zu allen 100,000-Jahren.

Chet, bir noktada bunu konuşmamız gerekecek.
Chet, wir müssen irgendwann darüber reden.

Bir noktada Emily çok ilgimi çekmişti.
An einem Punkt war ich sehr an Emily interessiert.

Eğer başarılı bir noktada park sonra, hızlı bir sonraki park götürmek.
Nachdem Sie sich erfolgreich Park auf einem Fleck, schnell zu fahren Park in die nächste.

Bir noktada dışarıda daha çok tırmanmaya başladım.
Irgendwann fing ich an, mehr im Freien zu klettern.

Arkasında- Oyun bir noktada en iyi ele sahip değil aracılığıyla geride.
Hinter- Zurückzubleiben mittels besitzen nicht die beste Hand an einer Stelle über das Spiel zu spielen.

Bir noktada bana gerçeği söylemek zorunda kalacaksın.
Irgendwann wirst du mir die Wahrheit sagen müssen.

Ev Kuzey Denizindeki bir noktada duruyor: yaklaşık 100 kişinin yaşadığı 5.6 kilometrekare bataklık.
Das Haus steht auf einem Fleck in der Nordsee: 5,6 Quadratkilometer Marschland, auf dem rund 100 Menschen leben.

Bir noktada Donald, Ivankanın Tom Brady ile çıkmasını istedi.
Zu einem Zeitpunkt wollte Donald, dass sie Tom Brady dated.

Çünkü bir noktada minnettar bir ruha sahip olmayı unuttum.
Denn irgendwann vergaß ich, eine dankbare Seele zu haben.

Bir noktada, bir zamanlar, Zaman Efendisiydim.
An einem Punkt war ich tatsächlich mal ein Time Master.

Kristaller bir noktada muazzam miktarda enerji içeriyordu.
An einem Punkt beinhalten Kristalle große Mengen an Energie.