Sorularla Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bütün sorularla.
Sorularla Yaşamak.
Mit Fragen leben.Yüzün sorularla dolu.
Dein Gesicht ist voller Fragen.Sorularla eşlik ettik.
Fragen begleiten.Buraya sorularla geldin.
Du bist mit Fragen hergekommen.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
tek sorunen büyük sorunilgili bir sorunaynı sorunbir sorunuzküçük bir sorunbüyük sorunşu soruyuilgili sorunbüyük bir sorundur
Daha
Sorularla eşlik ettik.
Fragen begleitet.Değişim Sorularla Başlar.
Veränderung beginnt mit Fragen.Sorularla peki̇şti̇reli̇m.
Fragen an mich.Ve uzun süre de bu sorularla.
Doch trotz dieser langen Zeit fragen.Sorularla dolu bir kitap.
Ein Buch voller Fragen.IliĢkin sorularla karĢılaĢtı.
Danecki wurde mit Fragen überschüttet.Sorularla dolu bir testi.
Test mit Fragen füllen.Heyecan ve sorularla dolu bir gün.
Ein Tag voller Aufregung und Fragen.Sorularla dolu bir hafta.
Eine Woche voller Fragen.Sürekli yinelenen sorularla yaşayan ben.
Ich und mein Leben, die immer wiederkehrenden Fragen.Sorularla dolu bir hayatı.
Ein Leben voller Fragen.Geçmiş endişe verici ve alakasız sorularla doludur.
Vergangenheit ist voller Fragen und irrelevant.Hadi sorularla gidelim.
So kommen wir zu den Fragen.Sağlık, parasal durumlar, aile, gelecek… Yaşam sorularla doludur.
Gesundheit, Geld, Familie, Zukunft- das Leben steckt voller Fragen.Sorularla ne işiniz var, Bay Trebek?
Was sollen die Fragen, Mr. Trebek?Ben bir bayram gününde sorularla onun cep telefonu numarasından onu aradım.
Ich rief ihn auf seinem Handy-Nummer mit Fragen an einem Feiertag.Sorularla ve Yanıtlarla Hepatitler.
Hepatitis mit Antworten und Fragen.Markus süper düzenlenmiş ve sorularla noktada hızlı oldu her şeye sahiptir.
Markus hat alles super arrangiert und war bei Fragen schnell zur Stelle.Sorularla ilgili sana ne demiştim?
Was habe ich Dir gerade über Fragen gesagt?Bütün bu sorularla nereye varmak istiyorsun?
All die Fragen, was soll das?Bu sorularla ilgili daha birçok endişem var.
Ich hab noch Bedenken, was andere Fragen betrifft.Aline o sorularla ne yapmaya çalışıyordu?
Was wollte Aline mit den Fragen bewirken?Bu sorularla mahkemenin zamanını boşa harcıyor.
Diese Fragen verschwenden die Zeit des Gerichts.Kişisel sorularla sizi bunaltmak istemiyorum.
Ich möchte sie nicht mit persönlichen fragen überschwemmen.Bu sorularla ilgili daha birçok endişem var.
Ich habe eine Menge weiterer Bedenken über diese Fragen.
