IYI YÖNETIM ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• good governance

Iyi yönetim Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Ve taleplerde bulunursunuz adını da ön koşul veya iyi yönetim koyarsınız.
And you demand this quid pro quo what you call a"conditionality" or"good governance.

Ama şirketimin sloganı'' iyi yönetim'' dir… bu yüzden durumumuz iyi.
But my company's motto is,"sound management"… so we're doing alright.

Vizyon EUROSAI; hesap verebilirlik, şeffaflık ve dürüstlüğü kapsayan iyi yönetimi teşvik eder.
Vision: EUROSAI promotes good governance, including accountability, transparency and integrity.

Mevcut model, iyi yönetim ve etkin iletişim ilkeleri doğrultusunda oluşturulmuştur.
The current model has been designed in accordance with the principles of good governance and effective communication.

Bundan sonra nasıl okula giderek andımızı okuyup iyi yönetim saçmalıklarını dinleyebilirim ki?
How could I go to school after that… and pledge allegiance to the flag and sit through good government bullshit?

Yolsuzluk ve iyi yönetimle ilgili kaygılar üzerine, Kosovanın iktidar partileri altı bakanı değiştirme kararı aldılar.
Amid concerns about corruption and good governance, Kosovo's ruling parties have agreed to replace six ministers.

Bunun geniş çapta gerçekleştirilebilmesi için, iyi yönetim uygulamalarının daha iyi bir eğitim ile pekiştirilmesi gerek.
For this to occur widely, good management practices have to be undergirded by better training.

Çoðu ekonomist, ülkelerin küresel ekonominin avantajlarından tam olarak yararlanabilmeleri için yüksek eðitim seviyeleri, düşük yerel ücretler ve iyi yönetim gibi etkenlerin birarada olması gerektiðine inanıyor.
Many economists believe a combination of factors-- including high educational levels, low local wages and good governance-- are necessary for countries to capitalise fully on the advantages of a global economy.

Ekonomik istikrarın yolu, sıkı bütçe kısıtlarından ve iyi yönetim örneklerinin hem kamu sektöründe hem de özel sektörde yaygınlaşmasından geçiyor.
Premises for economic stability are the operation of hard budget constraints and the spread of good governance practices in both the public and the private sectors.

Atina konferansına katılan panelistler son dört yıl içinde Güneydoğu Avrupada önemli ölçüde ekonomik ve siyasi başarılar elde edildiğini kaydederken, öte yandan bu büyümeyi sürdürmek ve ileri götürmek için istikrar, alt yapı, kurumsallaşma ve iyi yönetim alanlarında yapılacak çok şeyin olduğu konusunda da fikir birliğine vardılar.
Panellists at the Athens meeting noted remarkable economic and political achievements in Southeast Europe over the past four years, but agreed that much work remains to achieve the stability, infrastructure, institution-building and good governance needed to sustain and propel this growth.

Hedeflerin idareyi kentlere yakınlaştırarak iyi yönetimi geliştirmek ve Kosovalı Sırplar da dahil olmak üzere etnik azınlık gruplarının sorunlarına çözüm bulmak olduğunu söyledi.
The goals, he said, are to improve good governance by bringing administration closer to the cities, and to address the concerns of ethnic minority groups, including Kosovo's Serbs.

En ilginç dinlerin hangileri olduğunu tartıştık. Nerelerin en iyi yönetim veya adalet sistemleri olduğunu.
We have had endless debates about which places have the best systems of government or justice or the most interesting religions.

Raporda ayrıca Kosova kurumlarına iyi yönetimi güçlendirme, Sırbistana da'' uzun vadeli çıkarları ve Kosovalı Sırp toplumunun çıkarları açısından azami fayda sağlamak'' istiyorsa eyaletin bağımsızlık projesine katılma çağrısında bulunuldu.
The report also called on the Kosovo institutions to strengthen good governance and on Serbia to engage with the province's independence project, if it wants to"extract the maximum benefit for its own long-term interests and those of the Kosovo Serb" community.

En ilginç dinlerin hangileri olduğunu tartıştık. Nerelerin en iyi yönetim veya adalet sistemleri olduğunu.
Of government or justice or the most interesting religions. We have had endless debates about which places have the best systems.

Ajansın yönettiği, AB tarafından fonlanan yeni programların hedefleri şunlardır:( i) iyi yönetim, enstitü oluşturma ve hukukun üstünlüğünü desteklemek;( ii) bir piyasa ekonomisinin gelişmesini desteklemeye devam etmek ve kritik fiziksel alt yapı ve çevresel eylemlere daha fazla yatırım yapmak,( iii) sosyal gelişme ve sivil toplumun kuvvetlenmesini desteklemek.
The objectives of new EU-funded programmes managed by the Agency are:(i) to support good governance, institution building and the rule of law;(ii) to continue supporting the development of a market economy and to invest further in critical physical infrastructure and environmental actions,(iii) to support social develop ment and the strengthening of civil society.

Bu yıl Makedonya cumhurbaşkanlığı adına Foruma başkanlık eden Pande Lazarevski, daha yüksek bir idari sorumluluk sağlamak adına, iyi yönetimi geliştirmek için kapsamlı bir yaklaşım önerisinde bulundu.
Pande Lazarevski, who heads the Forum this year on behalf of Macedonia's presidency, proposed a comprehensive approach to improve good governance so as to secure greater governmental responsibility.

USAID Yöneticisi Andrew S Natsios'' Balkan Demokrasi Tröstü kamu kurumları ve özel kurumların tüm dünyada iyi yönetim ve sivil toplum birlikteliğinin desteklenmesi için nasıl bir araya gelebileceklerine ilişkin bir model olarak hizmet verecektir.'' dedi.
The Balkan Trust for Democracy will serve as a model of how public and private institutions can join together to help support good governance and civil society engagement throughout the world," said USAID Administrator Andrew S Natsios.

Başkanı Huguette Labelle Salı günü Berlinde yaptığı konuşmada,'' Tüm dünyada dev teşvik paketleri, hızlı kamu fonu dağıtımları ve huzuru sağlama amaçlı tedbirlerin uygulandığı bir dönemde, yolsuzluğun aşındırıcı döngüsünü kırmak için onun iyi yönetim ve güvenilirliği nerede engellediğini tespit etmek şarttır.'' dedi.
At a time when massive stimulus packages, fast-track disbursements of public funds and attempts to secure peace are being implemented around the world, it is essential to identify where corruption blocks good governance and accountability, in order to break its corrosive cycle," TI Chair Huguette Labelle said in Berlin on Tuesday.

Hedef Çalışma Ekibi 3- Bilgi Paylaşımı: Bölgede kamu sektörü denetimi, hesap verebilirlik, iyi yönetim ve şeffaflığı güçlendirmek için EUROSAI, üyeleri arasında ve partnerlerle bilgi, bilgi birikimi ve deneyim paylaşımını iyileştirmeyi amaçlar.
Goal 3- Knowledge Sharing: In order to strengthen public sector auditing, accountability, good governance and transparency in the region, EUROSAI aims to improve sharing of knowledge, information and experiences between its members and with external partners.

Hükümet sözcüsü ve Taçinin danışmanı Memli Krasniki,'' Kosova tüm Avrupa Konseyi üye ülkelerini bu lekeleyici ve taraflı rapora sert şekilde karşı çıkmaya ve Kosovada istikrar, ilerleme ve iyi yönetimi her ne pahasına olursa olsun engellemek isteyenlerin yanında yer almamaya çağırıyor.'' dedi.
Kosovo calls on all member states of the Council of Europe to strongly oppose this defamatory and biased report and not fall to the side of those who, at any cost, want to prevent the stability, progress and good governance in Kosovo," government spokesman and Thaci adviser Memli Krasniqi said.

Büro, yürürlüğe konan beş ayaklı SPAI stratejisini hayata geçirecek. Bu ayaklar şunlar: Avrupa ve uluslararası yolsuzlukla mücadele araçlarına bağlılık ve bunların uygulanması; iyi yönetim ve güvenilir kamu kurumlarının desteklenmesi; yasaların güçlendirilmesi ve hukukun üstünlüğünün öne çıkarılması; ticari faaliyetlerde şeffaflık ve dürüstlüğün desteklenmesi ve kamu kuruluşlarındaki rüşvet olayıyla mücadele; basın da dahil olmak üzere etkin bir sivil toplumun desteklenmesi.
The office will implement the adopted SPAI strategy, which has five pillars: adhesion to and implementation of European and international anti-corruption instruments; promotion of good governance and reliable public administrations; strengthening of legislation and promotion of the rule of law; promotion of transparency and integrity in business operations and fight against bribery of public officials; promotion of an active civil society, including the media.

BMnin en yetkili üçüncü ismi olan Derviş Tiran ziyaretinde'' Arnavutluk insan gelişimi uğrundaki çabaları ve Milenyum Kalkınma Hedeflerine olan güçlü bağlılığı ile diğer ülkelere örnek olmuştur,'' diyerek şöyle devam etti:'' Arnavutluk, iyi yönetimin kalkınmanın önemli bir bileşeni olduğunun farkına vararak onu bütün çalışmalarında öncelik haline getirmiştir.
Albania has been a role model for other countries in its pursuit of human development and in its strong commitment to the Millennium Development Goals," said Dervis, the third highest-ranking UN official, during a visit to Tirana."Albania recognised that good governance is a crucial component of development by making it a priority in all of their work.

Bölge ülkelerini siyasi ve ekonomik reformları hızlandırmaya çağıran AK, öncelikli alanları hukukun üstünlüğü, iyi yönetim, yargı ve idare reformu, halklar arası temaslar ve sivi toplumun gelişimi olarak sıraladı.
Urging countries in the region to step up political and economic reforms, the EC outlined priority areas as the rule of law, good governance, judicial and administrative reform, people to people contacts and civil society development.

Balkan Monitor tarafından yürütülen bir ankete göre, Makedon halkının neredeyse% 30u -ki bu bölgedeki en yüksek oran- Balkanlarda yeni bir silahlı ihtilaf çıkmasından korkuyor. 17 Şubat Salı günü Üsküpte sunulan anket sonuçları, 1000 kişilik bir örnek grubun yedi kategorideki görüşlerini sunuyor: yaşamdan memnuniyet ve ülke kalkınması, ABye yönelik tavırlar, bölge kurumlarından memnuniyet ve güven, iyi yönetim ve yolsuzluk, göç ve hareketlilik ve Balkanların sorunları Kosova, bölgenin gelecekteki istikrarı ve BM savaş suçları mahkemesi.
Almost 30% of Macedonians-- the highest percentage in the region-- fear a new armed conflict in the Balkans, according to the Balkan Monitor survey. The poll results, presented on Tuesday(February 17th) in Skopje, represent the views of a sample of 1,000 citizens in seven categories: life satisfaction and country development, attitudes towards the EU, satisfaction and trust in the region's institutions, good governance and corruption, migration and mobility, and Balkan challenges Kosovo, future regional stability and the UN war crimes tribunal.

Bu, Alman hukukuna göre yasal. Ve parlamento üyeleri bunu değiştirmek istemiyor ve bu, yabancı ülkelerde rüşvet karşıtı BM sözleşmesini imzalamamalarının nedeni. Dünyada her yerde dürüstlük ve iyi yönetim vaazları veren çok çok az ülkeden biri fakat 160 ülkede kitaplara sokmayı başardığımız bir sözleşmeyi onaylamaktan aciz.
This is, under German law, allowed, and the members of our parliament don't want to change this, and this is why they can't sign the U.N. convention against foreign bribery-- one of they very, very few countries which is preaching honesty and good governance everywhere in the world, but not able to ratify the convention, which we managed to get on the books with about 160 countries all over the world.

Burada bazılarının aslanlar dediği 10 ülke var. Bu ülkeler son on yılda yüzde yüz borç iptali, yardımın üçe FDIın-- ki bu dolaysız yabancı yatırım-- ona katlanmasını ve böylece yerel kaynaklarını -yani yerel para birimi- dörde katlamayı ki bu da bilinçli harcandığında-- yani iyi yönetim-- çocuk ölümünü üçte birine indirme, eğitim tamamlama oranlarını ikiye katlama ve aşırı yoksulluğu yarılamayı başarmıştır.
There's a collection of 10 countries, some call them the lions, who in the last decade have had a combination of 100 percent debt cancellation, a tripling of aid, a tenfold increase in FDI-- that's foreign direct investment-- which has unlocked a quadrupling of domestic resources-- that's local money-- which, when spent wisely-- that's good governance-- cut childhood mortality by a third, doubled education completion rates, and they, too, halved extreme poverty, and at this rate.

Görev süresince AGİT mülkiyet reformu, bölgesel idare reformu, seçim reformu ve meclis kapasitesinin artırılması da dahil olmak üzere yürütme ve yargıyla ilgili reformlar, ilgili ulusal stratejilerin hayata geçirilmesi de dahil kaçakçılık ve yolsuzlukla mücadele, basın mevzuatının geliştirilmesi, iyi yönetim ve sivil toplumu güçlendirecek projelerin desteklenmesi ve sınır polisinin eğitimi başta olmak üzere polis yardımı konuları üzerinde duracak.
The OSCE will focus on legislative and judicial reform, including property reform; regional administrative reform; electoral reform; parliamentary capacity-building; anti-trafficking and anti-corruption activities, including support for the implementation of relevant national strategies; developing media legislation; promoting good governance and projects to strengthen civil society; and police assistance, particularly training for border police.

İyi yönetimin öngörüleri vardır, Bayan Sinclair!
Good management has foresight, Ms. Sinclair!

Kosova İyi Yönetim ve Kamu Politikası Enstitüsü( KIGAPP) dış politika araştırma görevlisi Frasher Haxhiu,'' Orta Doğunun yanı sıra Afrikaya yapılan yakın tarihli ziyaretler, Kosovanın bu bölgelere yönelik herhangi bir uzun vadeli dış politikasını göstermemektedir ve bunun etkileri yakın gelecekte görülmeyecektir.'' dedi.
The recent visits in the Middle East, but also in Africa, do not show any long term foreign policy of Kosovo towards those regions and its effects will not be seen soon," said Frasher Haxhiu, foreign policy researcher at the Kosovo Institute for Good Governance and Public Policy KIGAPP.

İyi yönetim yapar.
It's management.