What is the translation of " CONSISTENT " in Turkish?

• uygun
• tutarlı
• uyumlu
• istikrarlı
• uyuyor
• örtüşüyor
• i̇stikrarlı
• tutarlıdır

Examples of using Consistent in English and their translations into Turkish

Consistent with the weapon.
Silahla örtüşüyor.

It's far more consistent.
Çok daha fazla tutarlıdır.

Very consistent, Lieutenant.
Çok istikrarlı Teğmen.

I want to be consistent.
İstikrarlı olmak istiyorum ben de.

Consistent with our victim's wounds.
Kurbanımızın yaralarına uyuyor.

Not if we want to be consistent.
İstikrarlı olmayı istiyorsak bekleyemeyiz.

My data's consistent with the probe, sir.
Veriler sondanınkilerle uyuyor, efendim.

Okay, you need to keep that pressure consistent and firm.
Tamam, baskıyı istikrarlı ve sıkı tutman lazım.

And fully consistent with Jerry's excellent behavioral profile.
Jerrynin profiliyle neredeyse tamamen örtüşüyor.

Sufficient sleep and consistent exercise.
İstikrarlı egzersiz ve yeteri kadar uyku.

And fully consistent with Jerry's excellent behavioural profile.
Jerrynin profiliyle neredeyse tamamen örtüşüyor.

Blood coming from her nose… consistent with an overdose.
Kan burnundan geliyor. Yüksek doza uyuyor.

No. But I found out that Jo Seo Hee is extremely consistent.
Hayır, ama Jo Seo Heenin çok istikrarlı olduğunu öğrendim.

This bruising is more consistent with being choked to death.
Bu morarma daha çok boğularak öldürülmeye uyuyor.

The format of the programme, while not always the same, is usually consistent.
Aynı Kök Politikası kullanılırken, genelde uygun olmamaktadır.

The petechiae there and there are consistent with strangulation.
Şuradaki ve şuradaki döküntüler boğulmaya uyuyor.

You looked consistent, but I think we got to go back to the basics.
İstikrarlı görünüyordun ama bence işin temellerine dönmeliyiz.

And he did it at home in a manner consistent with his religious beliefs.
Ve bunu evde yaptı… kendi dini inançlarına uygun biçimde.

You know, I think Blake is the contender that has been the most consistent.
Bildiğin gibi, Blakein en istikrarlı yarışmacı olduğunu düşünüyorum.

No, that would be… consistent with Webster's plane theory, right?
Hayır, bu da Websterın… uçak teorisiyle örtüşüyor, değil mi?

Biopsy showed deposits in the renal endothelium consistent with amyloidosis.
Biyopsi böbrek içörtüsünde birikme gösterdi. Amiloidoza uyuyor.

Your father was never consistent, and you're still healing from that.
Baban hiç istikrarlı değildi… ve bu durumdan hâlâ benim yardımımla iyileşiyorsun.

And we will just stick to bars because that tends to be a little bit more consistent.
Ve çubuklarla devam edeceğiz, çünkü böylesi içeriğe daha uygun.

They have been our most consistent students For the last four years.
Onlar bizim en istikrarlı öğrencilerimiz oldu son dört yıldır.

As a result, these iron filings line up in a pattern consistent with that field.
Sonuç olarak bu demir tozları alanla uygun şekilde bir düzene girerler.

Consistent with the nature of his cover, he lives with only heavy domestic security.
Korumasının niteliği uygun. Sadece ağır silahlı bir iç güvenlikle yaşıyor.

That and the width of the wounds looks consistent with the knife that we found.
O ve yaraların genişlikleri bulduğumuz bıçağa uygun görünüyor.

But a variable could easily alter the speed at any time. The speed may seem consistent.
Hızları istikrarlı görünebilir ama bir değişken, her an hızı etkileyebilir.

Because the Ted King Auto account has fairly consistent deposits and withdrawals.
Ted King Oto'' hesabından oldukça istikrarlı bir şekilde para yatırıp geri çekmeler var da.

Once we scan the bones, the computer can predict scenarios consistent with the damage?
Kemikleri taradıktan sonra bilgisayar bu hasara uygun durumları bulacak mı?