What is the translation of " I'M NOT EVEN GOING " in Turkish?

• bile çıkmayacağım
• bile gitmiyorum
• ben gitmiyorum bile

Examples of using I'm not even going in English and their translations into Turkish

I'm not even going 40.
La bile gitmiyorum.

I feel quite nervous, and I'm not even going.
Çok gerginim. Ben gitmiyorum bile.

And I'm not even going.
Ben gitmiyorum bile.

I feel quite nervous, and I'm not even going.
Ben gitmiyorum bile.- Çok gerginim.

I'm not even going to school.
Okula bile gitmiyorum.

I'm actually nervous, and I'm not even going onstage.
Üstelik sahneye bile çıkmayacağım. Gerildim vallahi.

No, I'm not even going there.
Hayır, oraya gitmeyeceğim bile.

I'm actually nervous, and I'm not even going onstage.
Gerildim vallahi. Üstelik sahneye bile çıkmayacağım.

I'm not even going to answer that.
Buna cevap bile vermeyeceğim.

I'm actually nervous, and I'm not even going on stage.
Üstelik sahneye bile çıkmayacağım. Gerildim vallahi.

I'm not even going that fast.
O kadar hızlı gitmiyordum halbuki.

I'm actually nervous, and I'm not even going onstage.
Acayip gerginim ve sahneye bile çıkmayacağım aslında.

I'm not even going that fast.
Öyle hızlı gitmiyorum bile.

I'm actually nervous, and I'm not even going on stage.
Gerildim vallahi. Üstelik sahneye bile çıkmayacağım.

I'm not even going to count it!
Saymama gerek bile yok!

I'm actually nervous, and I'm not even going on stage.
Acayip gerginim ve sahneye bile çıkmayacağım aslında.

I'm not even going to ask.
Nasıl gittiğini sormuyorum bile.

I'm not even going to ask.
Niye olduğunu sormuyorum bile.

I'm not even going to ask.
Evimize nasıl girdiğini sormayacağım bile.

I'm not even going and I knew that.
Gitmememe rağmen ben bile biliyorum.

I'm not even going to respond to that.
Buna cevap verme zahmetine bile girmeyeceğim.

And I'm not even going to get into how he treated me.
Ve bunu sorduğumda… bana nasıl davrandığına girmiyorum bile.

And I'm not even going to dirty my lips to say his name.
Ve ben bile gitmiyorum dudaklarını kirletmek adını söylemek için.

I wasn't even going for me.
Kendim için bile gitmiyordum.

I wasn't even going to cotillion last week.
Geçen hafta katilyona gitmiyordum bile.

I wasn't even going 20km per hour!
Saatte 20 kmyle bile gitmiyordum!

I wasn't even going to bring Gabby up until you mentioned her.
Sen bahsedinceye kadar Gabby i bile getirmeyi düşünmüyordum.

I wasn't even gone for 3 hours.
Çıkalı 3 saat bile olmamıştı.

I ain't even going to.
Anlatmaya bile gerek yok.

I wasn't even going to get married.
Hatta seninle hiç evlenmeyecektim.