What is the translation of " IT CHANGES EVERYTHING " in Turkish?

• her şeyi değiştirir
• herşeyi değiştiriyor
• her şey değişiyor
• her şeyi değiştiriyor
• herşeyi değiştirir
• her şeyi değiştirdi
• her şeyi değiştireceğini
• herşeyi değiştirecek

Examples of using It changes everything in English and their translations into Turkish

It changes everything.
Her şeyi değiştirir.

Marriage. It changes everything.
Evlilik her şeyi değiştiriyor.

It changes everything.
Her şeyi değiştirdi.

And if you can, then it changes everything, if you can.
Ve bunu yapabilirsen, her şey değişiyor.

It changes everything.
Her şeyi değiştiriyor.

And once you realize that, it changes everything for you.
Bir kez bunu fark edince her şey değişiyor.

It changes everything now.
Her şeyi değiştirdi.

It's modern, It's democratic, and it changes everything.
Hem de her şeyi değiştiriyor. Hem demokratik hem modern.

Only… it changes everything.
Fakat… her şeyi değiştirdi.

Yet still we are somehow ahead of schedule. It changes everything I plan, Africa.
Planladığım herşeyi değiştiriyor, Afrika… ama her nasılsa programın ilerisindeyiz.

It changes everything, Spike!
Her şeyi değiştirir, Spike!

Africa… yet still we are somehow ahead of schedule. It changes everything I plan.
Planladığım herşeyi değiştiriyor, Afrika… ama her nasılsa programın ilerisindeyiz.

It changes everything. Next.
Her şeyi değiştirir. Sonraki.

Africa… I plan, yet still we are somehow ahead of schedule. It changes everything.
Planladığım herşeyi değiştiriyor, Afrika… ama her nasılsa programın ilerisindeyiz.

It changes everything. Pressure.
BASKI HERŞEYi DEĞiŞTiRiR.

Because it changes everything.
Çünkü her şeyi değiştiriyor.

It changes everything, okay?
Herşeyi değiştirir, tamam mı?

For me it changes everything.
Benim için her şeyi değiştirir.

It changes everything. Pressure.
Baskı herşeyi değiştirir.

I think it changes everything… for your side.
Sizin tarafınız için her şeyi değiştireceğini düşünüyorum.

It changes everything, Sabrina.
Her şeyi değiştirir Sabrina.

It changes everything, right?
Herşeyi değiştiriyor, değil mi?

It changes everything. Pressure.
Baskı herşeyi değiştirir. Baskı.

It changes everything. Pressure.
Baskı her şeyi değiştirir. Baskı.

It changes everything in my time.
Benim zamanımdaki her şeyi değiştiriyor.

It changes everything. Captain's right.
Her şeyi değiştirir.- Kaptan haklı.

It changes everything. Everything..
Herşeyi değiştiriyor… herşeyi..

It changes everything, if you're not looking outside of yourself for approval.
Kendi dışında birinden… onay almaya kalkmadığında her şey değişiyor.

It changes everything I plan, yet still we are somehow ahead of schedule. Africa.
Planladığım herşeyi değiştiriyor, Afrika… ama her nasılsa programın ilerisindeyiz.

I plan, It changes everything ahead of schedule. Africa… yet still we are somehow.
Planladığım herşeyi değiştiriyor, Afrika… ama her nasılsa programın ilerisindeyiz.