What is the translation of " NOTES " in Turkish?

• not
• notlar
• notaları
• notalar
• banknotlar
• notes
• belirtir
• notları
• notlarını
• notlarımı
• notayı
• notlarım
• banknotları
• notalarını
• banknotların
• notalara
• banknot
• belirtiliyor
• belirtiyor

Examples of using Notes in English and their translations into Turkish

I missed a couple of notes.
Bir kaç notayı kaçırdım.

These notes are counterfeit, right?
Bu banknotlar sahte. Değil mi?

I keep hearing the same two notes.
Durmadan aynı iki notayı duyuyorum.

The notes sold out in five days.
Tüm banknotlar beş gün içinde satıldı.

I was working on notes for a lecture.
Ders notlarım üzerinde çalışıyordum.

But not necessarily the right order. All the right notes.
Notalar doğru ama… sırası yanlış.

It's all right, York Notes will do me fine.
Sorun yok, York Notes bana iyi gelecek.

When he didn't have to play the"normal" notes.
Normal notalar çalmak zorunda olmadığı zamanlardı.

I have the tapes, notes and everything at home.
Kayıtlarım, notlarım ve diğer her şey evde.

Yes. I run a blog called Poems, notes, and love.
Şiirler, Notalar ve Aşk adında bir bloğum var. Evet.

Ten-thousand yen notes- would that be about this high?
Yenlik banknotlar… bu kadar yüksek midir?

I definitely missed a couple of notes in that solo.
O soloda bir iki tane notayı kesinlikle kaçırdım.

But, come on, end notes And all these dead sentences.
Ama, hadi, son notalar ve tüm bu ölü cümleler.

The composer, he has the words, and then he put the notes.
Besteci, kelimeleri yazar, ve sonra notaları koyar.

And he started eating the notes, can you believe it!
Banknotları yemeye başladı, inanabiliyor musun?

And a slight baby laxative finish. There's, like, PCP notes.
PCP notaları ve hafif bir laksatif bitiş alıyorum.

She just opens her mouth and… And notes come floating out.
Notalar ağzından çıkıveriyor. Ağzını açıyor ve.

If they want sad music, they just play those two notes.
Eğer hüzünlü müzik istiyorlarsa sadece o iki notayı çalarlar.

I thought gold notes were going out of circulation, Mr Irey.
Sarı banknotlar tedavülden kalkacak sanıyordum, Bay lrey.

Crying to the point she couldn't see the notes on the paper.
O kadar ağlıyordu ki, kâğıttaki notaları göremiyordu.

The gold notes from the ransom money have surfaced. Of course.
Fidye parasından ilk sarı banknotlar ortaya çıktı. Elbette.

National banks issued National Bank Notes as currency.
Bankalar, banknotları neşreden milli bankalar olarak iş yapıyordu.

It's lovely, but some notes are beyond the human vocal range.
Ama bazı notalar Çok hoş bir melodi, insan vokalının ötesinde.

Lecture Notes on Functional Analysis by Yevgeny Vilensky, New York University.
Lecture Notes on Functional Analysis Yevgeny Vilensky tarafından, New York Üniversitesi.

I would have to ask you to sign certain notes, just as a matter of record.
Belli notaları imzalamanızı istiyorum, sadece bir kayıt meselesi olarak.

Henrik's notes, my own notes, and Lisbeth's research.
Henrikin notları, benim kendi notlarım, Lisbethin araştırması var bende.

To my mother, I leave the notes of Tumbalalaika, my favourite song.
Anneme, Tumbalalaikanın notalarını bırakıyorum, en sevdiğim şarkı.

We play the notes, but I can't hear the sound only you can hear.
Ama sadece senin duyduğun sesleri duyamıyorum. Notaları çalıyoruz.

They say her high notes were never the same again. Elizabeta Botticelli.
Elizabeta Botticelli. Tiz notaları bir daha eskisi gibi olmadı diyorlardı.

They say her high notes were never the same again. Elizabeta Botticelli.
Tiz notaları bir daha eskisi gibi olmadı diyorlardı. Elizabeta Botticelli.