What is the translation of " IT WON'T STOP " in Turkish?

• durmayacak
• hiç durmayacak
• durduramaz
• durduramam
• durmuyor
• durdurmaz bu
• durmak bilmiyor

Examples of using It won't stop in English and their translations into Turkish

It won't stop.
Hiç durmayacak.

Admit what it won't stop.
İtiraf et Durmayacak.

It won't stop.
Durmak bilmiyor!

And|'m sorry It won't stop.
Ve üzgünüm.'' Hiç durmayacak.

It won't stop. Why?
Durmayacak. Niye ya?

That hurt, but it won't stop me.
Acıttı ama beni durduramaz.

It won't stop snowing.
Kar durmak bilmiyor.

A dance wound. It won't stop me.
Dans yarası. Beni durduramaz.

It won't stop. Admit what.
İtiraf et Durmayacak.

You have to or it won't stop.
Söylemelisin yoksa hiç durmayacak.

Why? It won't stop.
Durmayacak. Niye ya?

I didn't think it was a big deal, but it won't stop bleeding.
Ufak bir şey sandım ama kanama durmuyor.

But it won't stop him.
Ama onu durduramaz.

Your father obviously found out the hard way. It won't stop the aging.
Yaşlanmayı durduramam. Baban belli ki zor yolu seçmiş.

It won't stop Project Milaap.
Milaap projesi durmayacak.

A dance wound. It won't stop me.
Bir dans yarası beni durduramaz.

It won't stop. Hey… Say hello.
Baksana… selam ver. Durmuyor.

I'm trying, but it won't stop bleeding.
Deniyorum ama kanama durmuyor.

It won't stop me. A dance wound.
Beni durduramaz. Dans yarası.

I can't tell you, but it won't stop until it has me.
Söyleyemem… ama beni ele geçirene dek durmayacak.

It won't stop me. A dance wound.
Dans yarası. Beni durduramaz.

Your father obviously found out the hard way. It won't stop the aging.
Baban belli ki zor yolu seçmiş. Yaşlanmayı durduramam.

Kevin! It won't stop bleeding!
Kanamayı durduramaz! Kevin!

It won't stop me. A dance wound.
Bir dans yarası beni durduramaz.

Stop it. It won't stop until it's over.
Dur artık! Savaş bitmeden bu durmayacak.

It won't stop now until Sinbad is dead.
Sinbad ölmeden durmayacak artık.

It won't stop Project Milaap. You have lost, Raghavan.
Milaap projesi durmayacak, kaybettin Raghavan.

It won't stop the aging. Your father obviously found out the hard way.
Yaşlanmayı durduramam. Baban belli ki zor yolu seçmiş.

It won't stop the aging. Your father obviously found out the hard way.
Baban belli ki zor yolu seçmiş. Yaşlanmayı durduramam.

It won't stop, the repair kit I put inside Ashildr, not ever.
Durmayacak Ashildrin içine koyduğum tamir ekipmanı, hiç durmayacak.