What is the translation of " MAKING A LIST " in Turkish?

• bir liste yapmaya
• liste hazırlıyorum
• listesi yapıp

Examples of using Making a list in English and their translations into Turkish

Making a list.
Liste hazırlıyor.

Start making a list.
Liste yapmaya başla.

Making a list. I'm making a list.
Liste. Liste yapıyorum.

I will start making a list.
Listeyi yapmaya başlıyorum.

I'm making a list. Making a list.
Liste yapıyorum. Liste yapıyorum!

So we just started making a list.
Dolayısıyla bir liste yapmaya başladık.

Just making a list.
Liste yapıyordum.

What are you doing? Just making a list.
Sadece liste hazırlıyorum. Ne yapıyorsun?

Making a list. I'm making a list.
Liste yapıyorum. Liste yapıyorum!

This is fun making a list with you.
Biliyor musun, seninle liste yapmak çok zevkli.

I jumped out of bed and started making a list.
Yataktan fırladım ve bir liste yapmaya başladım.

Just making a list. What are you doing?
Sadece liste hazırlıyorum. Ne yapıyorsun?

You know, this is really fun making a list with you.
Biliyor musun, seninle liste yapmak çok zevkli.

Making a list of demands and not giving anything in return is not negotiating.
İstekler listesi yapıp… karşılığında bir şey vermemek pazarlık değildir.

Of your strengths and weaknesses. The site suggested making a list.
Güçlü ve zayıf yönlerinin listesini çıkarman öneriliyordu.

Okay, let's start with making a list of everyone that was at the party.
Tamam, partiye katılanların listesini çıkarmakla başlayalım.

Making a list of demands and not giving anything in return is not negotiating.
İstekler listesi yapıp, karşılığında hiçbir şey vermemek pazarlık değildir.

Or slandered in the book. I'm making a list of people we know who have been ridiculed.
Gülünmüş kim olduğunu bildiğimiz insanların bir listesini yapıyorum veya kitapta iftira niteliğinde.

So I started making a list… trying to piece together just exactly how my life had gone so wrong.
Böylece bir liste yapmaya başladım. Hayatımın nasıl bu kadar ters gittiğine dair parçaları birleştirmeye çalıştım.

But, see, you're gonna have to forgive me, because I have spent my life making a list of how it will go when I meet somebody.
Ama, beni bağışlaman gerek, çünkü ben hayatımı birisiyle tanıştığımda neler olacağına dair bir liste yaparak geçirdim.

I took the liberty of making a list of everyone who didn't follow you in here.
Anlayışına sığınarak seni takip etmeyenlerin listesini yaptım.

And it starts with us getting into a room, making a list of every goddamn person who knows the truth.
Ve başlangıç olarak bir odaya geçip, gerçeği bilen herkesin… bir listesini yapacağız.

Oh, yes, make a list, dear.
Oh, evet liste yapmak, hayatım.

Tell me what you need, make a list, and give it to Vincent.
İstediklerinizi bana söyleyin, liste yapın, ve Vincenta verin.

Make a list. We will pay some bills.
Liste hazırla, bazı faturaları ödeyelim.

We will have to make a list.
Bir liste yapmak zorundayız.

Guess Clarke made a list.
Clarke listeyi hazırlamış sanırım.

Make a list for me.
Bana bir liste hazırla.

He makes a list, he checks it twice.
O bir liste yapar, iki kez kontrol eder.

Make a list for me.
Bir liste hazırla.