EIN PROBLEM LÖSEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• bir sorunu çözmek
• bir problemi çözmenin

Ein problem lösen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Ich muss ein Problem lösen.
O sorunu çözmem gerek.

Descartes stellt die Frage, mit welcher philosophischen Methode ein Philosoph ein Problem lösen soll.
Descartesın burada ele aldığı soru, filozofun bir felsefi meseleyi hangi felsefi yöntemle çözmesi gerektiği.

Ich muss ein Problem lösen.
Bir sorunu çözmem lazım.

Wenn wir ein Problem lösen oder etwas Neues entdecken, vergleichen wir das, was wir bereits wissen, mit dem, was uns unbekannt ist. Die einzige Art, Unbekanntes zu erforschen, ist die zu eruieren, inwiefern es wie das ist, was wir bereits kennen.
Ne zaman bir sorunu çözsek ya da bir şey keşfetsek, bildiğimizi bilmediğimizle kıyaslarız. ve bilmediğimiz hakkında bir şey öğrenmenin tek yolu bildiğimize nasıl benzediğini bulmaya çalışmaktır.

Du willst ein Problem lösen?
Sorun mu çözmek istiyorsun?

Wer ein Problem lösen will.
Bir sorunu çözmek isteyenler.

Also würde ich für Sie ein Problem lösen.
Yani senin için bir sorunu çözüyor olacağım.

Wenn sie ein Problem lösen wollen.
Eğer bir sorunu çözmek istiyorsanız.

Sharpei ist klug genug, besonders wenn Sie ein Problem lösen müssen.
Shar Pei yeterince akıllı, özellikle de bir problemi çözmeniz gerekiyorsa.

Sie wollen ein Problem lösen oder.
Bir sorunu çözmek veya.

Wenn man ein Problem lösen möchte, muss man als ersten Schritt erkennen, dass man eines hat.
Bir problemi çözmenin ilk adımı bir problem olduğunu kabul etmektir.

Wir müssen ein Problem lösen.
Küçük bir sorunumuz var çözmek.

Wenn wir ein Problem lösen oder etwas Neues entdecken, vergleichen wir das, was wir bereits wissen, mit dem.
Ne zaman bir sorunu çözsek ya da bir şey keşfetsek, bildiğimizi bilmediğimizle kıyaslarız.

Ich muss nur ein Problem lösen.
Hayır. Çözecek bir sorunum var.

Ich will ein Problem lösen. Ich will eine Anwendung haben.
Ben problem çözmek istiyorum. bir uygulama istiyorum.

Und was ich tun will ist zunächst nachdenken wie wir herkömmlicherweise so ein Problem lösen, und dann eine andere Methode einführen, die eine bessere Annäherung erlaubt.
Ve ne yapmak istiyorsanız ilk önce biz nasıl düşünmek geleneksel olarak böyle bir sorunu çözmek ve daha sonra biraz daha yakınlaştırılması için izin veren başka bir yöntemi tanıtmak.

Er wollte ein Problem lösen und etwas Einzigartiges ausprobieren.
Bir problemi çözmek ve benzersiz bir şey denemek istedi.

Du willst ein Problem lösen?
Sorun mu halletmek istiyorsun?

Wir sollten ein Problem lösen, und das haben wir, wie Profis, und das sind wir.
Bir sorunu çözmek için tutulduk ki çözdük, tıpkı profesyoneller gibi ki öyleyiz.

Du willst ein Problem lösen?
Problemi çözmek istemiyor musun?

Wenn Sie ein Problem lösen möchten.
Eğer bir sorunu çözmek istiyorsanız.

Möchtest du ein Problem lösen?
Problemi çözmek istemiyor musun?

Version 1.0.3 soll ein Problem lösen, das während des Betriebs unter Windows 7 auftritt.
Nolu sürüm yazılım Windows 7 altında çalıştırıldığında ortaya çıkan bir problemi çözüyor.

Mit dem Unternehmen wollen wir ein Problem lösen, das wir alle kennen.
Hepimizin karşılaştığı bir sorunu çözmek için şirketi kurduk.

Warum wollt ihr ein Problem lösen, das nicht existiert?
Neden sürekli olmayan bir sorunu çözmeye çalışıyorsunuz?

Aber wir müssen hier drin ein Problem lösen. Ich ignoriere Sie nicht.
Görmezden gelmiyorum ama burada bir sorunumuz var.

Startups scheitern, wenn sie ein Problem lösen, das es am Markt nicht gibt.
Girişimler pazardaki bir sorunu çözmedikleri zaman başarısız oluyorlar.

Ich will die nicht, wenn sie ein Problem lösen, aber ein anderes verursachen.
Bir sorun çözerken başka sorun yaratacaklarsa… hiçbirini istemiyorum.

Wenn es wirklich ein Problem löst, wird es die Welt verändern.
Gerçek bir sorunu çözmek dünyayı değiştirir.

Gut, ein Problem gelöst.
Tamam, bir sorun çözüldü.