Sorunum Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sorunum ne biliyorum.
Benim sorunum da bu.
Sorunum ne, anlamıyorum.
Benim içki sorunum yok;
Sorunum olup olmadığını sordun, var işte.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
ekonomik sorunlarciddi sorunlarpsikolojik sorunlarıteknik sorunlaryeni sorunlarcinsel sorunlaren büyük sorunumuzkalp sorunlarıciddi sağlık sorunlarınasosyal sorunlar
Daha
O benim sorunum, Bill.
Burada bahsedilmeyen bir Skype sorunum var.
Benim sorunum falan yok.
İki büyük sorunum vardı.
Ve benim sorunum bu evle bağlantılıydı.
Aslında, biraz kira sorunum var.
Asıl sorunum benim yapacak hiçbir şeyimin olmaması.
Bir aile sorunum var.
Benim sorunum iste benim aşkımın bir adı bile yok.
Bir kuşkonmaz sorunum var da.
Benim sorunum bize ne yaptığını ve neden yaptığını bilmek istemem.
Yakınlaşma sorunum var, tamam mı?
Dil sorunum vardı ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.”.
Sanirim benim sorunum kodlarla degil.
Saat 5te burada olmazsa, benim sorunum değil.
Yeteri kadar sorunum var, ayrıca Kanadaya gidiyorum.
Caleb ve Spencerla hiçbir sorunum yok, tamam mı?
Bir sürü sorunum var Kızıl ama bu hiç onlardan biri olmadı.
Neyse, artık benim sorunum değilsin Jethro.
Benim sorunum, çok ileri gitmekten kendimi nasıl durduracağımı bilmemem.
Benim mesela ciddi bir sağlık sorunum var ve bunu da imtihan olarak görüyorum.
Benim sorunum Leipzig polisi değil sizin lanet olasıca haplarınız.
Benim de ailemle bir sürü sorunum var ama seninle kıyaslarsak ben şanslı bir kızım.
Benim sorunum şu ki, herkese karşı nazik olmaya çalışırım özellikle jakuzilerde.
Guru, benim sorunum yalnızca bilgisayardan kadın bulabilmek.