What is the translation of " COMBINING " in Turkish?
S

[kəm'bainiŋ]
Verb
Noun
[kəm'bainiŋ]
birleştirerek
to merge
together
unite
to join
in conjunction
to be fused with
unity
birleştiren
to merge
together
unite
to join
in conjunction
to be fused with
unity
birleştirmek
to merge
together
unite
to join
in conjunction
to be fused with
unity
birleştirme
to merge
together
unite
to join
in conjunction
to be fused with
unity
Conjugate verb

Examples of using Combining in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Computer category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
Brotherly Combining!
KARDEŞLERİN BİRLEŞMESİ!
Combining %1.* to directory.
Dosyalarının birleştirileceği dizin.
Mark, Spacing Combining.
İşaret, Aralık Birleştirme.
Combining Diacritical Marks.
Birleştirici İki Eğilimli İşaretler.
Did the combining? Spencer.
Birleştirmeyi yapan mı? Spencer.
Combining Diacritical Marks Supplement.
Birleştirici İki Eğilimli İşaretler Ek.
That would be good, combining the two.
İkisini birleştirmek güzel olurdu.
Combining only the strongest pieces.
Sadece en güçlü parçaları birleştiriyordum.
It's like… it's like combining them.
Bu aslında onları birleştirmek gibi bir şey.
Combining Diacritical Marks for Symbols.
Semboller için Birleştirici İki Eğilimli İşaretler.
Chelsea, I meant combining our teams.
Chelsea, takımlarımızı birleştirmek diyorum.
Combining friendship and romance- exceedingly risky.
Romantizm ve arkadaşlığın birleşimi-- fazlasıyla riskli.
So it's the optimal way of combining information.
İşte bu bilgileri birleştirmenin en ideal yöntemidir.
I love combining the two, but God, the prices.
İkisinin birleşimine bayılırım ama Tanrım, fiyatı.
On eight, they were knockin' out walls, combining apartments.
Katta daireleri birleştiren duvarları yıkıyorlardı. 8.
A piece combining the power of the knight, queen and serpent.
Vezir ve yılanın güçlerinin birleştiği bir taş.
It's just really about combining different realities.
Bu aslında farklı gerçeklikleri birleştirmekle ilgili.
Combining the two, can I make money standing tall?
Her ikisini birleştirirsem, dik durarak para kazanabilir miyim?
Bruce's idea of combining martial arts, isn't wrong.
Bruceun dövüş sanatlarını birleştirme fikri yanlış değil.
Combining glycerin plus small amounts of drain cleaner and rust remover also found on the ship.
Gliserin az bir miktar temizleyici ve pas çıkarıcı ile birleştirilir.
S: Errors found in combining rules postprocessing. Aborting.
S: Kural birleştirme sonrası işlemlerde hata bulundu. Durduruluyor.
Combining bauxite Français with Maidstone-Rist's interests in Bulgaria will increase revenue and jobs in both countries.
Fransız boksitini… Maidstone-Ristin Bulgaristan yatırımlarıyla birleştirmek iki ülkede istihdam ve kar sağlayacaktır.
I actually loved combining birthday parties with Ralph.
Aslında Ralhple doğum günü partilerimi birleştirmek çok hoşuma gidiyordu.
He wanted me to help with his research, combining Wraith and human DNA.
Araştırmasına yardım etmemi istedi, Wraith ve insan DNAsını birleştirmek.
I am now working on combining air velocity with fibrous catchment systems.
Şimdi üzerinde çalışıyorum Hava hızını birleştirmeye çalışıyorum Lifli toplama sistemleri ile birlikte.
You need to at least consider combining some of the smaller sanctuaries.
En azından bazı küçük Sığınakları birleştirmeyi düşünmen gerek.
That" and a certain talent for combining biochemistry and metaphysics.
Bir de biyokimyayı ve metafiziği birleştirebilme yeteneğimden ötürü.
And a certain talent for combining biochemistry and metaphysics. That.
Biyokimyayla metafiziği birleştirme yeteneğimden dolayı alabildim bu işi.
That, and a certain talent for combining biochemistry and metaphysics.
Biyokimyayla metafiziği birleştirme yeteneğimden dolayı alabildim bu işi.
Suddenly you were much more interested in combining forces and making a whole lot of money.
Aniden güçlerinizi birleştirip bir sürü para yapmakla daha çok ilgilendin.
Results: 192, Time: 0.0895
S

Synonyms for Combining

Top dictionary queries

English - Turkish