What is the translation of " EXPLODE " in Turkish?

• patlayan
• patlamak
• patlayabilir
• patladığını
• patlar
• infilak
• havaya uçtuğunu
• havaya uçurması
• havaya uçmasını
• patlıyor
• patladı
• patlarsa
• patlardı
• patlardım

Examples of using Explode in English and their translations into Turkish

Literally explode.
Abartısız infilak.

Remember, as you go up, you breathe out or your lungs will explode.
Unutma, nefesini, yukarı çıkarken vereceksin yoksa ciğerlerin patlar.

I have never seen a man explode from the inside.
Hiç içten patlayan bir adam görmemiştim.

I'm the one who saw Simon's head explode.
Simonın patlayan başını gören benim.

What does it do? Explode, stink, or make disgusting sounds?
Patlıyor mu, batıyor mu ya da iğrenç sesler mi çıkartıyor?

But I saw him explode.
Ama ben onun patladığını gördüm.

It will overheat and explode. I transplanted it, I know its limits.
Fazla ısınır ve patlar, limitlerini biliyorum çünkü onu ben taktım.

Our whole world could explode.
Dünyamız infilak olabilir.

I didn't even see the truck explode, though they said that's what happened.
Kamyonetin patladığını görmedim, görevliler söyledi, oradan biliyorum.

Her brain will actually explode?
Beyni gerçekten infilak edecek mi?

To see if someday the stars explode. But I will gaze at the sky every night.
Ama her gece gökyüzüne bakacağım, yıldızların patladığını görebilecek miyim diye.

Ever see a dog explode?
Daha önce patlayan bir it gördün mü?

This is dangerous work and I would rather we all not explode.
Tehlikeli bir iş bu ve hiçbirimizin havaya uçmasını istemem.

Unless they use dum-dums, which explode inside the body.
Vücutta patlayan'' dom-dom'' kurşunları kullanmadılarsa tabi.

I'm actually a hunter, and I have never seen a deer explode.
Ben avcıyım ve bir geyiğin patladığını hiç görmedim.

Because if I move, my bowels will explode. No, no-no, I can't.
Eğer hareket edersem bağırsaklarım duvarlara saçılarak patlar. Hayır. Yapamam.

Though they said that's what happened. I didn't even see the truck explode.
Kamyonetin patladığını görmedim, görevliler söyledi, oradan biliyorum.

Inside the comet, pockets of gas explode and fling huge rocks into space.
Kuyruklu yıldızın içinde gaz cepleri patlayabilir ve uzaya büyük kayaları fırlatabilir.

Who knows when it will explode?
Ne zaman infilak edeceğini kim bilebilir?

If you try to remove your collar, it will explode and destroy you.
Ve sizi yok eder. Çıkarmaya çalışırsanız patlar.

Outside Budapest Station. I saw the car explode.
Budapeşte Garında arabanın patladığını gördüm.

I love watching lawyers explode. No!
L avukatlar patlayabilir izlemeye bayılıyorum. Yok!

When the poles melted, we saw the fish population explode.
Kutuplar eriyince, balık popülasyonunun patladığını gördük.

I love watching lawyers explode.
L avukatlar patlayabilir izlemeye bayılıyorum.

No, no-no, I can't. Because if I move, my bowels will explode.
Eğer hareket edersem bağırsaklarım duvarlara saçılarak patlar. Hayır. Yapamam.

Real bullets with paint-filled tips that explode on impact.
Çarpışmayla patlayan boya dolu uçları olan gerçek mermiler.

Once drawn, they have to be used or they reach critical mass and explode.
Bir kez çekildiğinde kullanılmalı yoksa kritik kütleye ulaşır ve patlar.

Was a pretty good diversion. having jo explode a toilet.
Ama Jonun tuvaleti havaya uçurması… iyi bir şaşırtmaca olduğunu kabul ettin.

Once drawn, they have to be used or they reach critical mass and explode.
Bir kez çekildiğinde, kullanılmalı ya da kritik kütleye ulaşır ve patlar.

She says every night she watches the sky to see how the stars explode.
Her gece yıldızların patladığını görebilmek için gökyüzüne baktığını söylüyor.