What is the translation of " EXPLODED " in Turkish?

• patladı
• infilak etti
• havaya uçtu
• patlar
• havaya uçurdu
• patlamış
• patladığında
• patladığı
• havaya uçtuğunda
• havaya uçtuğunu
• infilak ettiğini
• infilak etmiş
• havaya uçmadan

Examples of using Exploded in English and their translations into Turkish

The bridge exploded.
Köprü havaya uçtu.

The plane exploded from internal malfunction.
Uçak dahili arızadan infilak etti.

His stomach exploded.
Midesi infilak etti.

The oilnado exploded, creating a firenado.
An8} Petrosırga infilak etti, ve bir ateşsırga yarattı.

Then the building exploded.
Sonra bina infilak etti.

His car exploded, Baldwin.
Araba havaya uçtu, Baldwin.

I'm okay! But your friend exploded.
Ama arkadaşın… havaya uçtu. Ben iyiyim.

But the ironworks exploded and people got killed.
Fabrika havaya uçtu ve bütün o insanlar öldü.

Anybody know why the shop exploded?
Dükkanın neden havaya uçtuğunu bilen var mı?

Sir, the shuttle exploded and broke our lock.
Efendim, mekik havaya uçtu ve bağlantımızı kopardı.

Four buses, he took that thing and everything exploded.
Otobüs… ve hepsini havaya uçurdu.

The ironworks exploded, and all these people got killed.
Fabrika havaya uçtu ve bütün o insanlar öldü.

I have no idea why my house exploded.
Evim neden havaya uçtu en ufak bir fikrim bile yok.

When the lab exploded, Ed's son died in the blast.
Laboratuvar havaya uçtuğunda Edin oğlu patlamada öldü.

She looked at me, and then the room exploded.
Bana baktı… ve sonrasında oda infilak etti.

The shuttle Atlantis exploded in space at 3:47 a.
Uzay mekiği Atlantis, Doğu saatiyle 15:47de uzayda infilak etti.

Three seconds later, the space station exploded.
Üç saniye sonra, uzay istasyonu infilak etti.

Our car exploded last night and I'm practically all out of my own.
Arabam dün infilak etti, bendekinin tamamı gitti.

Four buses… And he took that thing and everything exploded.
Ve hepsini havaya uçurdu. 4 otobüs.

His rifle exploded, and the explosion blew his head off.
Silahının namlusu patlamış, patlama neticesinde kafası havaya uçmuş.

Must have landed in the jungle when the hatch exploded.
Kapak havaya uçtuğunda ormana düşmüş olmalı.

But the car exploded. She tried to help a mother and her child.
Ama araba patlamış. Anneye ve çocuğuna yardım etmeye çalışmış.

This is fascinating, but you just told me the hatch exploded.
Ama ambarın havaya uçtuğunu söylediniz. Bu harika.

The particle accelerator exploded. From the plane I was on the night.
Parçacık hızlandırıcının patladığı gece bulunduğum uçaktan.

Fax it to Carter immediately and include the image of the exploded cells.
Bunu hemen Cartera faksla ve patlamış hücrelerin görüntüsünü de ekle.

And the meth lab in his trunk exploded. Star-Burns got rear-ended.
Yıldız Favoriye arkadan çarpmışlar… ve bagajdaki laboratuarı patlamış.

You were there. You were standing right next to me when that submarine exploded.
Sen oradaydın. Denizaltı patladığı zaman tam yanımda duruyordun.

Back at juvie, the night that particle accelerator exploded, I wasn't alone.
Parçacık hızlandırıcı patladığı gece, yalnız değildim. Çocuk hapishanesindeyken.

Of a tree right on top of me. your prayer stick fell out When the hatch exploded.
Ambar havaya uçtuğunda dua sopan, ağacın üstünden kafama düştü.

I wasn't alone. Back at juvie… the night that particle accelerator exploded.
Parçacık hızlandırıcı patladığı gece, yalnız değildim. Çocuk hapishanesindeyken.