What is the translation of " PROBLEM HAS " in Turkish?

• problem
• sorunum
• sorun
• problemi
• bir sorun mu var

Examples of using Problem has in English and their translations into Turkish

The problem has been solved.
Sorun çözüldü.

I assure you that our little rodent problem has been solved.
Size küçük kemirgen sorunumuzun çözüldüğünü temin ederim.

That problem has been solved.
Bu problemi çözdük.

However, thanks to some ingenuity from young Mr. Wallace here, that problem has finally been solved.
Ancak genç Bay Wallaceın becerisi sağolsun o problem sonunda çözüldü.

My problem has been solved.
Benim sorunum çözüldü.

Because of a worthless thing like you, do you know how huge a problem has been created?
Senin gibi degersiz biri yüzünden, Nekadar büyük bir problem yarattığını biliyor musun?

Now the problem has been solved.
Şimdi sorun çözüldü.

Serbian Minister for Human and Minority Rights Rasim Ljajic says the Vojvodina human rights problem has been exaggerated. File.
Sırbistan İnsan ve Azınlık Hakları Bakanı Rasim Ljajiç Voyvodinada insan hakları sorununun abartıldığını söylüyor. Arşiv.

The dog problem has been solved.
Köpek sorunum çözüldü.

A problem has come up, I will call you a bit later.
Ufak bir sorun var, ben seni birazdan ararım.

And the penny problem has been resolved.
Ve Penny problemi çözüldü.

This problem has been eliminated by sites and wallet software that use Electronic Commerce Modeling Language(ECML) technology.
Bu problem, Elektronik Ticaret Modelleme Dili( ECML) teknolojisini kullanan siteler ve cüzdan yazılımları tarafından ortadan kaldırılmıştır.

Yes, but that problem has been solved.
Evet ama bu sorun halledildi.

A problem has arisen. Hal? Yes.
Bir sorun mu var… Hal? Evet.

Did you know the trigonometric moment problem has infinite solutions…-… if the Toeplitz matrix A is invertible?
Toeplitz matriksinin tersi alınabiliyorsa trigonometrik momentler probleminin sonsuz çözümü olduğunu biliyor muydun?

That problem has already been solved.
Bu sorun çoktan çözüldü.

The dog problem has been solved.
Köpek problemi çözüldü.

The problem has been too many runners.
Problem çok fazla kaçakcının olması.

Yes. A problem has arisen. Hal?
Bir sorun mu var… Hal? Evet?

That problem has been shelved for the time being.
O problem şimdilik rafa kaldırıldı.

Not every problem has an immediate solution.
Her problemin ani bir çözümü olmayabilir.

The problem has been too many runners I'm listening.
Problem çok fazla kaçakcının olması. Dinliyorum.

Your problem has been solved.
Senin problemin, çözüldü.

I think that problem has been recently superseded.
Galiba şimdi başka bir problemimiz var.

This problem has been debated by many economists.
Bu sorun birçok ekonomist tarafından tartışılmıştır.

The problem has been finding suitable candidates.
Problem, uygun adayları bulmak… ve bunları yetkin cerrahlarla karşılaştırabilmekti.

The landmine problem has security, administrative, technological and economic dimensions and should be solved within this framework, Erenoglu said.
Erenoğlu, kara mayını sorununun güvenlik, idari, teknolojik ve ekonomik boyutları olduğunu ve bu çerçeve içinde çözülmesi gerektiğini de belirtti.

So I said, It's no problem, have it here.
Bu yüzden, ne olacak, problem değil dedim.

The lung problems had nothing to do with her lungs.
Akciğer sorununun akciğerle ilgisi yok.

Lung problems have nothing to do with her lungs.
Akciğer sorununun akciğerle ilgisi yok.