I CAN'T WAIT TO GET ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• sabırsızlanıyorum
• almak için sabırsızlanıyorum
• gitmek için sabırsızlanıyorum
• çıkmak için sabırsızlanıyorum
• varmak için sabırsızlanıyorum

I can't wait to get Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

I can't wait to get there.
Oraya gitmek için sabırsızlanıyorum.

I'm gonna tell you I can't wait to get home.
Sana söylüyorum Ev almak için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get our keys.
Anahtarı almak için sabırsızlanıyorum.

I'm gonna tell you I can't wait to get home.
Sana söyliyeceğim Eve varmak için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get that dress.
O elbiseyi almak için sabırsızlanıyorum.

I have had an infernal day and I can't wait to get some sleep.
Cehennem gibi bir gün geçirdim ve biraz olsun uyumak için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get home.
Sana söylüyorum Ev almak için sabırsızlanıyorum.

And, um, I can't wait to get there.
Ve oraya gitmek için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get new tires.
Yeni lastikler almak için sabırsızlanıyorum.

Oh, my God I can't wait to get up there.
Aman Tanrım. Orada takılmak için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get to know him.
Onu tanımak için sabırsızlanıyorum.

Benjamin, I can't wait to get to L. A.
Benjamin Los Angelesa gitmek için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get to the house!
Eve varmak için sabırsızlanıyorum!

Yes. I can't wait to get airborne!
Havalanmak için sabırsızlanıyorum. Evet!

I can't wait to get to the park.
Parka gitmek için sabırsızlanıyorum.

I know. I can't wait to get to California to see my boyfriend.
Kaliforniyaya varıp, erkek arkadaşımı görmek için sabırsızlanıyorum. Biliyorum.

I can't wait to get to Moscow.
Moskovada olmak için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get to the room.
Odamıza gitmek için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get on the road again.
Yeniden yola çıkmak için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get into my own bed.
Kendi yatağıma gitmek için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get to Florida.
Floridaya gitmek için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get to the hospital.
Hastaneden çıkmak için sabırsızlanıyorum.

Oh, I can't wait to get away from this place.
Oh, Bu yerden ayrılmak için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get home and show them all.
Eve dönüp bunu herkese göstermek için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get my stuff back from Diana.
Dianadan eşyalarımı geri almak için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get those new matter munchers.
Şu yeni dayanıklı olanlardan almak için sabırsızlanıyorum.

Shit. I can't wait to get the pictures back from Victor.
Victordan fotoğrafları almak için sabırsızlanıyorum. Kahretsin.

I can't wait to get one of these big, fat American diamond rings.
Kocaman bir amerikan pırlantası almak için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to get Joey home and make him some nice pasta.
Joeyi eve götürüp ona güzel bir makarna yapmak için sabırsızlanıyorum.