IS CREATING ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• yaratıyor
• yarattığını
• oluşturuyor
• yaratmak
• yaratan
• yaratarak
• yaratmaya
• yarattığı

Is creating Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

The hard part is creating the trick.
Zor kısım, numarayı yaratmak.

The energy exchange that this man is creating.
Bu adamın yarattığı enerji değişiminin.

Which is creating deadly food monsters.
Ölümcül yemek canavalarını yaratan.

Bit by bit, her brain is creating her mind.
Adım adım, beyni zihnini yaratmaya başlıyor.

Your mind is creating a reality that you can live in.
Aklın, senin de içinde yaşayabileceğin gerçeklikler yaratıyor.

Your main source of income is creating new identities.
En büyük gelir kaynağın yeni kimlikler yaratmak.

This gully is creating a funnel effect that's pulling the fires together.
Bu küçük vadi baca etkisi yaratarak alevleri topluyor.

What you're doing here is creating a Mexican Joker.
Burada yaptığınız şey bir Meksikalı Joker yaratmak.

Is creating the illusion in our minds that we are near your planet. Or some power.
Ya da bir güç zihnimizde, gezegenine yakın olduğumuz yanılsaması yaratıyor.

Your fear is creating all of this.
Tüm bunları korkunun yarattığını biliyorum.

That has nothing to do with why Wyatt is creating demons?
Wyatt iblisler yaratıyor neden ile ilgisi yok değil mi?

Dr. Slotnick is creating a genetic cocktail. Your bartender?
Barmenin mi? Doktor Slotnick bir genetik kokteyl yaratıyor.

Color without pigments: this peacock is creating color with shape.
Pigmentsiz renk: Bu tavuskuşu biçimle renk oluşturuyor.

Dr. Slotnick is creating a genetic cocktail. Your bartender?
Doktor Slotnick bir genetik kokteyl yaratıyor. Barmenin mi?

Right now, the only card we have to play is creating goodwill.
Şu anda, oynamak zorunda olduğumuz tek koz iyi niyet yaratmak.

Someone else is creating this world. Because my subconscious feels that.
Bilinçaltım bu dünyayı bir başkasının yarattığını anladı.

Because my subconscious feels that someone else is creating this world.
Bilinçaltım bu dünyayı bir başkasının yarattığını anladı.

Someone else is creating this world. Because my subconscious feels that.
Çünkü bilinçaltım bu dünyayı başkasının yarattığını hissediyor.

Because my subconscious feels that someone else is creating this world.
Çünkü bilinçaltım bu dünyayı başkasının yarattığını hissediyor.

Someone else is creating this world. Because my subconscious feels that.
Çünkü zihnim bu dünyayı başka birinin yarattığını düşünmeye başladı.

The Earth-- our environment, in the form of us-- is creating knowledge.
Dünyamız-- bizim çevremiz, bizim formumuzda-- bilgi oluşturuyor.

The device in your hand is creating an acoustic corridor so that we can talk.
Elindeki cihaz, konuşabilelim diye akustik bir geçit oluşturuyor.

Because my subconscious feels that someone else is creating this world.
Çünkü zihnim bu dünyayı başka birinin yarattığını düşünmeye başladı.

The Master is creating a new race of Cybermen using Time Lord bodies.
Yeni bir Cybermen ırkı yaratıyor. Master, Zaman Lordu bedenlerini kullanarak.

I think there is someone who is creating a firewall around me.
Sanırım etrafımda güvenlik duvarı yaratan biri var.

So people can find true love. Software developer… who is creating a dating algorithm.
İnsanlar gerçek aşkı bulsun diye Yazılım geliştiricisi… bir tanışma algoritması yaratıyor.

Seth, what I'm doing here is creating an atmosphere of trust.
Seth, ben burada güvene dayalı bir ortam yaratmaya çalışıyorum.

So someone's Trouble is creating these creatures.
O zaman birinin sorunu bu yaratıkları oluşturuyor.

Using Time Lord bodies. The Master is creating a new race of Cybermen.
Yeni bir Cybermen ırkı yaratıyor. Master, Zaman Lordu bedenlerini kullanarak.

But may be even more interestingly, it is creating incremental demand for T-bonds.
Ama daha ilginç olanı, bu Hazine bonolarına artan bir istek oluşturuyor.