TRIGGERING ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• tetikleme
• tetikleyerek
• tetiklemeden
• tetikliyor
• tetikledi

Triggering Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Triggering device?
Tetikleme cihazı?

There's a triggering device?
Tetikleme cihazı var mı?

Triggering acid rain.
Asit yağmurlarını tetikledi.

Explosives and a triggering device.- Yeah.
Evet, patlayıcı ve tetikleme cihazı.

Triggering every tattoo at once. The Internet's being flooded with information.
İnternete bilgi yağıyor ve tüm dövmeleri aynı anda tetikliyor.

Any risk of, like, triggering menopause?
Menapozu tetikleme gibi bir risk var mı?

Triggering mechanisms on the canisters can only be activated via satellite relay.
Kutulardaki tetikleme mekanizması, sadece uydu iletişimi yoluyla harekete geçirilebilir.

I don't know. It must be triggering, right?
Tetikliyor olmalı, değil mi? Bilmiyorum?

It must be triggering, right? I don't know.
Tetikliyor olmalı, değil mi? Bilmiyorum.

Good morning. Our speed keeps triggering avalanches.
Hızımız sürekli çığ tetikliyor. Günaydın.

Our speed keeps triggering avalanches. Good morning.
Hızımız sürekli çığ tetikliyor. Günaydın.

I do not know how he came out without triggering an alarm.
Alarmı tetiklemeden nasıl dışarı çıktığını anlamıyorum.

Our speed keeps triggering avalanches.{\an8} Good morning.
Hızımız sürekli çığ tetikliyor. Günaydın.

An8}Good morning. Our speed keeps triggering avalanches.
Hızımız sürekli çığ tetikliyor. Günaydın.

We have incorporated redundant triggering mechanisms that must all agree before the propellant is fired.
Yedek tetikleme mekanizmaları dahil ettik. İtici ateş gücünden önce onaylanmaları gerekiyor.

Is there any way for you to determine the triggering mechanism?
Kullandıkları tetikleme mekanizmasını belirleme ihtimalin var mı?

Powering the door without triggering the security protocol is a tricky business.
Güvenlik protokolünü tetiklemeden kapıya güç vermek zor iş.

Look, I don't think I can go any further without triggering an alert.
Bak, alarmı tetiklemeden daha ileri gidebileceğimi sanmıyorum.

But this utilized a different triggering mechanism- than the synagogue bombing?
Ama burada, sinagogdakinden farklı bir, tetikleme mekanizması kullanılmamış mı?

Dawson, at the exact moment I tell you, we must release the triggering mechanism.
Dawson, sana söylediğim anda tetikleme mekanizmasını harekete geçiriyoruz.

And killing them, thereby triggering their vampire genetics.
Ve öldürmeye. Böylece vampir genlerini tetikledi.

Unless they can find a way to control the triggering mechanism.
Tetikleme mekanizmasını kontrol etmenin bir yolunu bulmadıkları müddetçe.

The Log Revolution in Croatia starts, triggering the Croatian War of Independence.
Hırvatistanda Giriş Devrim Hırvatistan Savaşı tetikleme başlar.

In theory, we can destroy the bomb's electronic components without triggering the explosives.
Teoride, bombanın elektronik kısımlarını, patlayıcıyı tetiklemeden tahrip edebilriiz.

The inner organs are affected, triggering a rapidly accelerating cough.
İç organlara saldırıyor. Bu da hızla artan bir öksürük nöbetini tetikliyor.

The Internet's being flooded with information, triggering every tattoo at once.
İnternete bilgi yağıyor ve tüm dövmeleri aynı anda tetikliyor.

But when Klaus turned, he became the predator, triggering survival instincts in the other inmates.
Fakat Klaus değiştiğinde, o saldırgan olup diğer mahkumdaki iç güdüyü tetikledi.

I meant, we can determine their powers without permanently triggering Terrigenesis in the subject.
İçlerindeki Terrigenı daimi olarak tetiklemeden güçlerini tespit edebileceğimizi kast ettim.

So, how to disconnect without triggering the kill switch?
Yani öldürme devresini tetiklemeden nasıl sökeceğiz?

The referendum ultimately passed, effectively triggering the country's systemic transition.
Referandum sonucu ülkenin sistem değişikliğine geçişini etkin bir şekilde tetikledi.