What is the translation of " COMPOSING " in Turkish?

• bestelemeye
• beste yapmak
• yazmaya
• bestenizi
• bestelemek
• bestelemenin
• bestelemek gibi

Examples of using Composing in English and their translations into Turkish

Composing, too.-Yes.
Evet. Beste yapmak da.

Sorry to disturb your composing.
Bestenizi böldüğüm için üzgünüm.

Composing and that sort of thing.
Beste yapmak ve o gibi şeylerle.

And good luck with your composing.
Bestelerinde bol şans dilerim.

Composing, and that sort of thing.
Bestelemek, bu tarz işler yani.

How do we start composing a song?
Şarkı yazmaya nasıl başlayacağız?

Or composing a kind of memories puzzle.
Ya da bir tür bestelemek hafıza puzzle.

Taking photographs, composing a tango.
Resim çekmekte, tango bestelemekte.

Composing the music for the routine. I have taken on the challenge of.
Program için müzik… besteleme işini ben üstlendim.

She started composing when she was 13.
Yaşında beste yapmaya başlamış.

We didn't even know that there was money in composing a song.
Şarkı bestelemenin para kazandırdığından haberimiz bile yoktu.

It's like composing in thin air. And here.
Ve burada. Havada beste yapmak gibi.

You would see what I would write about them… If they tried composing music.
Müzik bestelemeye kalksalar… onlar için ne yazardım görebilirdiniz.

And here. It's like composing in thin air.
Ve burada. Havada beste yapmak gibi.

If they tried composing music, you would see what I would write about them.
Müzik bestelemeye kalksalar… onlar için ne yazardım görebilirdiniz.

It's short but it mustn't be easy… composing something that's catchy.
Kısa ama böyle akılda kalıcı bir şeyi bestelemek hiç kolay olmamalı.

Winnie-the-Pooh was having a walk with Piglet and composing a new song.
Vinni Puh, arkadaşı Pitaçokla aheste aheste geziniyor… ve yeni bir şarkı besteliyordu.

That there was money in composing a song. We didn't even know.
Şarkı bestelemenin para kazandırdığından haberimiz bile yoktu.

During his childhood and early adolescence, Fikret began composing pieces for the piano.
Genç yaşlarındayken, Fikret piano için parçala bestelemeye başlamıştır.

Reminds me that composing is a crusade.
Bana beste yapmanın savaşmak olduğunu hatırlatıyor.

Song of my heart's composing I hear it still.
Kalbimin bestelediği şarkıyı, onu hala duyuyorum.

Reminds me that composing is a crusade.
Beste yapmanın haçlı seferi gibi olduğunu hatırlatır bana.

She was supposed to be composing classical symphonies.
Klasik senfonileri besteliyor olması gerekirdi.

My four-year-old son likes composing little melodies on the piano.
Benim dört yaşındaki oğlum piyanoda küçük melodiler bestelemeyi sever.

To pass time, I would start composing these poems, in my head.
Zaman geçsin diye… kafamda şiir yazmaya başladım… ve evde onları kağıda döktüm.

Foster is also credited with composing"Grown-Up Christmas List" 1990.
Bunların dışında sanatçı'' Grown-Up Christmas List'' i( 1990) bestelemesiyle bilinir.

And this is a six-year-old child composing a piece of music for a 32-piece orchestra.
Ve bu 6 yaşındaki bir çocuk 32 parça orkestra için bir müzik bestelerken.

Glière concentrated primarily on composing monumental operas, ballets, and cantatas.
Glière başlıca anıtsal operalar, baleler ve kantatalar bestelemeye yoğunlaştı.

He was soon charged by the students with composing music for university celebrations.
Ve kısa bir süre sonra öğrencileri tarafından üniversite merasimlerine müzik bestelemekle suçlandı.

He was soon charged by the students with composing music for university celebrations.
Üniversite merasimlerine müzik bestelemekle suçlandı. Ve kısa bir süre sonra öğrencileri tarafından.