What is the translation of " CONCURRENT " in Turkish?

• eşzamanlı
• eş zamanlı
• aynı anda

Examples of using Concurrent in English and their translations into Turkish

Ten million concurrent viewers, Miles.
Eş zamanlı on milyon izleyici Miles.

Concurrent with MCL throughout membership.
Kariyeri boyunca Lotus ile yarışmıştır.

A crime punishable by 12 concurrent death sentences.
Suçunun karsiligi, 12 eszamanli idam cezasidir.

On if the sentences were consecutive or concurrent.
Cezaların sıralı veya eşzamanlı olmasına bağlı olacak.

As one of the three events concurrent with the birth of the Antichrist.
Deccalin doğumuyla aynı zamanda olacak üç olaydan biri.

How much time you would serve would depend on if the sentences were consecutive or concurrent.
İçerde ne kadar zaman kalacağın cezaların sıralı veya eşzamanlı olmasına bağlı olacak.

It is impossible to run concurrent Stargate programmes… Colonel.
Eş zamanlı Yıldız Geçidi programları çalıştırmak imkansız… Albay.

Or your client agrees to do two counts of second-degree murder, 30 to life, concurrent.
Ya da müvekkilin iki tane ikinci derece cinayet için 30 yıldan başlayıp müebbete kadar anlaşabilir.

In 607, he launched concurrent invasions on Mesopotamia and Armenia.
De Mezopotamya ve Ermenistanda eş zamanlı istilalar başlattı.

That's all great, but we still cannot prove she was legally over the limit without a concurrent blood or urine test-- period.
Hepsi harika ama o anki kan ve idrar tahlili olmadan yasal sınırın üstünde alkollü olduğunu hâlâ kanıtlayamıyoruz, nokta.

A user can set up the number of concurrent parallel transmission channels from 1 to 32.
Bir kullanıcı 1den 32ye kadar eş zamanlı paralel iletim kanallarının sayısını ayarlayabilir.

Running concurrent criminal probes on select members of La Cosa Nostra. Sixteen state and federally-funded agencies.
Suç araştırmalarını eşzamanlı yürüten… on altı eyalet, ve federal olarak… La Cosa Nostradan seçilmiş elemanların{ y:.

Cervisia is a graphical front end for Concurrent Versions System CVS.
Cervisia, CVS( Eşzamanlı Sürümler Sistemi) için grafiksel önyüzdür.

Even with the concurrent treatment of humans and pigs, complete elimination is hard to achieve.
İnsan ve domuzların aynı anda tedavi edilmesiyle bile hastalığın toptan yok edilmesi ulaşılması zor bir hedeftir.

Use restrictions vary by license: Windows Vista Starter is restricted to running a maximum of three concurrent applications.
Kullanım kısıtlamaları lisansa göre değişir: Windows Vista Starter, aynı anda 3 uygulama çalıştırabilecek biçimde kısıtlanmıştır.

Brian Arthur Field, the concurrent sentences of the court are that on the first count, you will go to prison for 25 years.
Brian Arthur Field, mahkemenin eşzamanlı hükümlerinin ilk üçüne göre siz de 25 sene hapiste tutulacaksınız ve.

The design of the locomotives are based on Paul Arzens of Alsthom, and resemble many of the concurrent locomotives produced by them.
Lokomotifler, Alsthomdan Paul Arzens tarafından tasarlanmıştır ve ürettiği eşzamanlı lokomotiflerin çoğuna benzemektedir.

Elixir is a functional, concurrent, general-purpose programming language that runs on the Erlang virtual machine BEAM.
Elixir; fonksiyonel, eş zamanlı( concurrent), genel amaçlı Erlang Sanal Makinesi( Erlang virtual machine) üzerinde çalışan bir dildir.

An essential requirement for a database was to maintain integrity and consistency among data accessed by concurrent users.
Veritabanı için vazgeçilmez bir gereklilik, eşzamanlı kullanıcılar tarafından erişilen veriler arasında bütünlük ve tutarlılık sağlamaktır.

Running concurrent criminal probes Presently, we have… on select members of La Cosa Nostra. Sixteen state and federally-funded agencies.
Bizim… La Cosa Nostradan seçilmiş elemanların suç araştırmalarını eşzamanlı yürüten… on altı eyalet, ve federal olarak… finanse edilen ajanlarımız var.

Probable migraine describes conditions that have some characteristics of migraines, but where there is not enough evidence to diagnose it as a migraine with certainty in the presence of concurrent medication overuse.
Olası migren, migrenin bazı özelliklerine sahip olan ancak kesin olarak migren tanısının konmasına yetecek bulgunun olmadığı durumları tanımlar eş zamanlı aşırı ilaç kullanımının varlığında.

The term became used in downtown New York City concurrent with the 1981 show,"New York/New Wave" that had been curated by the artist/curator Diego Cortez.
Terim, merkezi New Yorkun sanat jargonuna Diego Cortezin küratörlüğünü yaptığı 1981 yılındaki'' New York/No Wave'' performansı ile katılmıştır.

Concurrent model: An initial teacher education programme which, from the outset, combines general teacher education in one or more subjects with theoretical and practical professional teacher training.
Eş zamanlı model: Başlangıçtan itibaren genel öğretmenlik eğitimini bir veya daha fazla konuda teorik ve uygulamalı mesleki öğretmenlik eğitimi ile birleştiren temel öğretmenlik eğitimi programıdır.

The Queensland Government commenced construction proceedings as a result of the increasing demand on the Gold Coast for larger space and concurrent sessions during national and international conventions and incentives.
Queensland Hükümeti, ulusal ve uluslararası sözleşmeler ve teşvikler tarafından daha geniş alan ve eşzamanlı oturumlar için Gold Coastın artan talebin bir sonucu olarak inşaat işlemlerine başladı.

But on the concurrent"Most Played in Juke Boxes","Most Played by Jockeys" and the"Top 100", the two songs were listed separately, as was true of all songs.
Fakat eşzamanlı olarak'' Müzik-kutularında en çok çalınan'','' DJlerin en çok çaldığı'' ve'' Top 100'' listelerinde iki şarkı ayrı ayrı listelenmiştir.

My preferred method of hacking is to use an integrated secure toolkit applied a safe-type concurrent algorithm derived from an active binary work cluster embedded in a synchronized metalevel high-speed architecture.
Tercih ettiğim şifre kırma yöntemi entegre bir güvenli yazılımı ikili iş yığınından türetilmiş eş zamanlı bir algoritmayla çalıştırıp yüksek hızlı bir mimariyle senkronize bir alt seviyeye yerleştirmek.

This, coupled with Ziggler's concurrent feud with Alex Riley, led Ziggler to defend and retain his United States Championship in a fatal four-way match against Swagger, Riley, and John Morrison at Night of Champions.
Bu, Zigglerin Alex Riley ile eşzamanlı feudu birleşince, Ziggler, Amerika Şampiyonasını Swagger, Riley ve John Morrisona karşı Night of Championsndeki ölümcül bir dörtlü maçında savunmaya ve korumaya yöneldi.

The German‘multi-module treatment concept', for example, offers a combination of counselling for parents and carers; concurrent medical, psychotherapeutic and psychosocial support; and educational support in the kindergarten or school.
Örneğin, Almanyadaki‘ çok modüllü tedavi kavramı, anne babalar ve bakıcılar için danışma hizmeti; eş zamanlı tıbbi, psikoterapötik ve psikososyal destek ve anaokulunda ya da okulda eğitim desteği sunmaktadır.

This feature typically stores the personal data on Cloud drives allowing for continuous concurrent data updates/access, on the users computers, including desktop computers, laptop computers, and Smart devices personal digital assistants.
Bu özellik genellikle, masaüstü bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar ve Akıllı cihazlar kişisel dijital asistanlar da dahil olmak üzere kullanıcıların bilgisayarlarındaki sürekli eşzamanlı veri güncellemelerine/ erişimine izin veren Cloud sürücüleri üzerindeki kişisel verileri depolar.

These plans emphasized the need for manned maintenance missions to the telescope to ensure such a costly program had a lengthy working life, and the concurrent development of plans for the reusable space shuttle indicated that the technology to allow this was soon to become available.
Bu planlar, bu kadar pahalı bir programın uzun bir çalışma ömrünün olması için insanlı destek uçuşlarına ihtiyaç olduğunu vurguladı ve eş zamanlı olarak geliştirilen tekrar kullanılabilecek Uzay mekiği programının planları bunu gerçekleştirebilecek teknolojinin çok yakında kullanıma sunulabileceğini gösterdi.