What is the translation of " HE CAN'T GO " in Turkish?

• gidemez
• gidemeyeceğini
• devam edemez
• dönemez
• kaçamaz
• o gelemez
• dönemiyor

Examples of using He can't go in English and their translations into Turkish

Cause he can't go.
Çünkü o gelemez.

He can't go back.- No.
Hayır.- Geri dönemiyor.

Tara, he can't go.
Tara, o gelemez.

He can't go on like this.
Bu şekilde devam edemez.

He's got school. No, he can't go.
Hayır, gidemez. Okulu var.

No.- He can't go back.
Hayır.- Geri dönemiyor.

Mother, tell him he can't go.
Anne ona gidemeyeceğini söyle.

No, he can't go. He's got school.
Hayır, gidemez. Okulu var.

What is it? no, he can't go next door?
Hayır, komşuya gidemez. Ne oldu?

He can't go back up there like this.
Bu şekilde oraya geri dönemez.

He says he can't go home.
Eve gidemeyeceğini söylüyor.

He can't go kicking people around.
İnsanları itip kakmaya devam edemez.

No, no, no, he can't go alone.
Hayır, hayır, hayır, yalnız gidemez.

He can't go through his life blaming you.
Hayatı boyunca seni suçlamaya devam edemez.

Sleeping. He says he can't go home.
Eve gidemeyeceğini söylüyor. Uyuyor.

Tell him he can't go. I wanna pay for his lunch.
Söyleyin gidemez. Yemeğini ben ödemek istiyorum.

Sleeping. He says he can't go home.
Uyuyor. Eve gidemeyeceğini söylüyor.

Who says he can't go to school in New Jersey?!
Onun New Jerseyde okula gidemeyeceğini kim söylemiş?!

I wanna pay for his lunch. Tell him he can't go.
Söyleyin gidemez. Yemeğini ben ödemek istiyorum.

Tom says he can't go any further.
Tom daha fazla ileri gidemeyeceğini söylüyor.

But he needs the job now, he can't go on like this.
Ama şimdi işe ihtiyacı var, böyle devam edemez.

He can't go to the cops'cause that will get his daughter in trouble.
Polise gidemez çünkü bu kızının başını belaya sokar.

I have already told Tom he can't go to Mary's party.
Ben zaten Toma Marynin partisine gidemeyeceğini söyledim.

Cause he can't go to California if there's no one here to run New York.
Çünkü New Yorku yönetecek kimse olmazsa Californiaya gidemez.

After a guy falls in love, he can't go back to being friends again.
Arkadaşlığa tekrar geri dönemez. Bir adam aşık olduktan sonra.

He can't go anywhere. He had a chance to kill all of us, and he didn't.
Hiçbi yere gidemez bizi öldürme şansı da var.

After a guy falls in love, he can't go back to being friends again.
Bir adam aşık olduktan sonra, arkadaşlığa tekrar geri dönemez.

He says he can't go home. Sleeping.
Eve gidemeyeceğini söylüyor. Uyuyor.

Kasim came to tell you… that he can't go to the Students' Ball with you.
Kasım, buraya sana seninle baloya gidemeyeceğini söylemeye gelmiş.

If he's hiding from Mr. Boss, he can't go home to retrieve his medication.
Eğer Bay Bossdan saklanıyorsa ilaçlarını almak için eve gidemez.