What is the translation of " SIMULATING " in Turkish?
S

['simjʊleitiŋ]
Noun
Verb
['simjʊleitiŋ]
taklit etmek
to imitate
to copy
pretending
impersonating
faking
to simulate
forging
to mimic
emulate
mimicking
canlandıracağız
geçirildiğinde
when
simulating
simülasyonunun
simulation
sim
simulated
stimulation
sims
simule
simüle ediyor
simulating
Conjugate verb

Examples of using Simulating in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Computer category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
Simulating brain damage.
Beyin hasarı simülasyonu.
Her skin is simulating light!
Cildi ışığı taklit ediyor!
He is simulating what galaxy cluster collisions.
Hangi galaksi kümesinin çarpıştığını taklit ediyor.
Like those dots simulating humans.
U noktaların insanlara benzediği gibi.
And simulating missing bone structures. Well, it's sampling his DNA.
DNAsını örnekleyip eksik kemik yapılarını simüle ediyor.
Like those dots simulating humans. What?
U noktaların insanlara benzediği gibi Ne?
Simulating that much information would need a huge amount of energy.
Böyle bir bilgiyi taklit etmek çok büyük enerji gerektirir.
What? Like those dots simulating humans?
U noktaların insanlara benzediği gibi Ne?
I do not suggest simulating the gravitational field of the string fragment.
Sicim parçasının kütle çekim kuvvetini taklit etmeyi önermiyorum.
What? Like those dots simulating humans.
Ne? u noktaların insanlara benzediği gibi.
Of nature by simulating a volcano! we will be showing the destructive force For our science fair project.
Fuar için yaptığımız projede, bir yanardağ benzetmesi ile… doğanın yıkıcı gücünü canlandıracağız.
It's sampling his DNA and simulating missing bone structures.
DNAsını örnekleyip eksik kemik yapılarını simüle ediyor.
We will be showing the destructiveforce For our science fair project, of nature by simulating a volcano!
Fuar için yaptığımız projede,bir yanardağ benzetmesi ile… doğanın yıkıcı gücünü canlandıracağız.
Like those dots simulating humans. What?
Ne? u noktaların insanlara benzediği gibi?
The act of simulating something first requires that a model be developed; this model represents the key characteristics or behaviors of the selected physical or abstract system or process.
Simülasyon davranışı ilk olarak bir model geliştirlmesini gerekli kılar; bu model seçilmiş fiziksel veya somut sistem ya da sürecin anahtar karakteristik özelliklerini veya davranış/fonksiyonlarını temsil eder.
Romania to Host Exercise Simulating a Nuclear Accident.
Romanya Nükleer Kaza Simülasyon Tatbikatına Ev Sahipliği Yapacak.
A two-day exercise simulating a nuclear accident will be conducted at Romania's Cernavoda nuclear power plant on 11 May.
Romanyanın Cernavoda nükleer enerji santralinde 11 Mayıs günü,iki gün sürecek bir nükleer kaza simülasyon tatbikatı düzenlenecek.
Graphical tool for designing and simulating logic circuits.
Mantıksal devrelerin benzetimi ve tasarımı için çizgesel araç.
Above the baby birds pass a form simulating a goose in flight the birds stretch their necks and call out When we hatch goose eggs in an incubator.
Kuluçka makinesinde yumurtadan çıkan yavru kazların üzerinden… uçmakta olan bir kazı andıran bir şekil geçirildiğinde… kuşlar boyunlarını kaldırıp ona seslenirler.
We could shine ultraviolet light, simulating the early sun.
İlkel güneşi taklit etmek için ultraviyole ışınım verebilirdik.
Brains never evolve for grand purposes like simulating the universe, brains begin by simulating ordinary things, like food or like the geography around your home.
Evreni taklit etmek gibi yüce bir amaçla evrilmemiştir fakat besinler ya da evinizin etrafındaki coğrafya gibi sıradan şeyleri taklit ederek işe başlamıştır.
Suppose we have an enormous simulation and we're simulating artificial intelligence.
Bizim muazzam bir simülasyon olduğumuzu ve yapay zekayı simüle ettiğimizi varsayalım.
We were accused of simulating a crime and of justifying terrorism.
Suç taklidi yapmak ve terörizmi tasvip etmekle suçlanıyorduk.
He said they were trying to frame him, simulating that he had committed murder.
Birinin onu oyuna getirmeye, sanki o cinayet işlemiş gibi göstermeye çalıştığını söyledi.
And it's those 80-mile-an-hour winds, Simulating a helicopter's cruising speed, And the accurate undercarriage and skid structure.
Helikopter seyir hızını simule eden saatte 128 km ile esen rüzgar ve gerçekçilik onayını alan iniş takımı ve kızak bile dublör kız Jessiyi durdurmaya yetmiyor.
OPNET and NetSim are commonly used tools for simulating network intrusion detection systems.
OPNET ve NetSim, simülasyon ağı saldırı tespit sistemleri için yaygın olarak kullanılan araçlardır.
They are ideal for simulating theoretical engineering design.
Bu bilgisayarlar teorik mühendislik tasarımlarını taklit etmekte ideal.
Facilities using diamagnetism may prove workable for laboratories simulating low gravity conditions here on Earth.
Laboratuvar taklitleri dünyadaki düşük yerçekimi şartlarında imkanlar kullanılarak diamanyetizm uygulanabilirliği ispatlanabilir.
This is very important for the next step in simulating quantum computers and information technology.
Bu quantum bilgisayarları ve bilgi teknolojilerinde benzeşimin bir sonraki adımı için çok önemli.
With continuing increases in computing power, simulating the behavior of materials has become possible.
Programlama gücünün artmasıyla birlikte, malzemelerin davranışlarının taklidini yapmak mümkün hale geldi.
Results: 45, Time: 0.0956

Top dictionary queries

English - Turkish