What is the translation of " SOMETHING TO GO " in Turkish?

• başlayacak birşeyler
• gidecek bir şey
• gidecek birşey
• gideceğimiz birşey

Examples of using Something to go in English and their translations into Turkish

That's something to go on.
Bundan bir şey çıkabilir.

Right, good. So you have got something to go on.
Peki, güzel. Demek üzerine çalışacak bir şeyin var.

Something to go on.
Üstünden gidebileceğimiz bir şey.

Maybe get something to go?
Belki gidecek bir şeyler buldun?

We could go to the Crab Shack, pick up something to go.
Crab Shacka gidebiliriz, giderken birşey alırız.

Give me something to go on.
Üzerine gidebileceğim bir şey ver.

I need you to tell me that we have got something to go on here.
Sadece üstüne gidebileceğimiz bir şey olduğunu söyle.

You got something to go on, then? Yeah, right, good.
Demek üzerine çalışacak bir şeyin var. Peki, güzel.

So you have got something to go on.
Demek üzerine çalışacak bir şeyin var.

I want something to go with a burgundy or a merlot.
Burgundy ya da Merlotun yanında gidebilecek bir şeyler arıyorum.

Hey, there's always something to go on.
Hey, her zaman üzerine gidebileceğimiz bir şey vardır.

But the entire top portion is missing. Maybe if the tablet were intact, you would have something to go on.
Belki tablet eksik olmasaydı başlayacak birşeyler olabilirdi, ama bütün üst kısım kayıp.

But I need something to go on.
Ama üzerinden gideceğim bir şeyler gerekiyor.

But the entire top portion is missing. Maybe if the tablet were intact, you would have something to go on.
Ama bütün üst kısım kayıp… Belki tablet eksik olmasaydı başlayacak birşeyler olabilirdi.

Where can I get something to go with this juice?
Bunun yanında gidecek birşey nereden alabilirim?

But the entire top portion is missing. Maybe if the tablet were intact, you would have something to go on.
Ama bütün üst kısım kayıp… başlayacak birşeyler olabilirdi, Belki tablet eksik olmasaydı.

Where can I get something to go with this juice?
Bunun yanında gidecek bir şey nereden alabilirim?

But the entire top portion is missing. Maybe if the tablet were intact, you would have something to go on.
Başlayacak birşeyler olabilirdi, ama bütün üst kısım kayıp… Belki tablet eksik olmasaydı.

Where can I get something to go with this juice?
Nereden alabilirim? Bunun yanında gidecek birşey.

Yeah, they gave him something to go to sleep.
Evet, onlar ona verdi uyku gitmek için bir şey.

So, you got something to go on, then? Yeah, right, good.
Peki, güzel. Demek üzerine çalışacak bir şeyin var.

Maybe if the tablet were intact, you would have something to go on, but the entire top portion is missing.
Belki tablet eksik olmasaydı başlayacak birşeyler olabilirdi, ama bütün üst kısım kayıp.

Where can I get something to go with this juice?
Nereden alabilirim? Bunun yanında gidecek bir şey.

Maybe if the tablet were intact, you would have something to go on, but the entire top portion is missing.
Başlayacak birşeyler olabilirdi, ama bütün üst kısım kayıp… Belki tablet eksik olmasaydı.

I would say we got something to go at him with now, huh?
Artık elimizde yanına gideceğimiz birşey var, he?

To give something involves both causing something to go and causing someone to have.
Birşey vermek, hem birşeyin gitmesi hem de birinin birşeye sahip olması anlamını içerir.

I would say we got something to go at him with now?
Artık elimizde yanına gideceğimiz birşey var,?

Panama, how about something to go with this ginger ale?
Panama, bu zencefilli gazozla gidecek bir şeyler var mı?

We have some event or something to go to next week when she gets back.
Haftaya döndüğünde gideceğimiz bir şeyler mi ne var.

I have been looking for something to go with my beard, and this thing is just.
Çünkü benim sakallara gidecek bir şey arıyordum ve bu şey çok uygun.