EXPLOITATIVE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• sömürücü
• açık
• istismardır

Exploitative Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

That feels a bit exploitative.
Bu biraz kullanmak gibi oluyor.

It's exploitative. Then why are so many people watching it?
Bu çok sömürücü. O zaman neden bu kadar çok insan izliyor?

So, are these relationships exploitative?
Yani, bu ilişkiler sömürücü?

We're through with exploitative capitalists, and we're locking up all the millionaires.
İnsanları sömüren tüm kapitalistlerin icabına bakıyoruz, tüm milyonerleri hapsediyoruz.

But this, this is dangerous and exploitative.
Ama bu tehlikeli ve sömürücü bir şey.

This isn't going to be a… exploitative piece, Yeah, I understand.
Kimseyi istismar edecek bir makale olmayacak bu. Evet, anlıyorum.

But this, this is dangerous and exploitative.
Ama bu, bu tehlikeli ve istismar edici.

It would appear that every proprieter and editor… and exploitative photographs of her… has blood on his hands today. of every publication that has payed for intrusive.
Bu durumda, onun mahremiyetini açık eden… onu malzeme yapan fotoğraflara… para vermiş yayınların sahipleri ve editörlerinin de elleri kanlıdır.

People thought it was… exploitative.
İnsanlar kitabın istismarcı olduğunu düşündüler.

The common people, impoverished by an exploitative and over-powerful aristocracy, viewed Kantakouzenos as a representative of the hated aristocrats and rallied behind the legitimate Palaiologos line and one by one, the cities were seized in the name of the Constantinopolitan regency.
Sömürücü ve aşırı güçlü aristokrasi tarafından fakirleştirilen sıradan insanlar Kantakuzenosu nefret edilen aristokrasinin temsilcisi gördüler ve meşru Paleologos kan bağının arkasında toplandıp, Konstantinopolis naipliği adına birer birer şehirleri ele geçirdiler.

Still practicing exploitative law?
Hala müşterilerini sömürüyor musun?

Because being pulled No. and I don't want to be part of something like that, by another human being is feudal and exploitative.
Başka bir insan tarafından çekilmek feodaldir ve istismardır, Hayır. böyle bir şeye dahil olmak istemiyorum çünkü.

The unsub is an exploitative rapist.
Şüpheli bir'' Teşhirsel tecavüzcü.

Then why are so many people watching it? It's exploitative.
O zaman neden bu kadar çok insan izliyor? Bu çok sömürücü.

Comrades, this exploitative system.
Yoldaşlar bu düzen, bu sömürü düzeni….

This whole thing feels a little exploitative.
Bütün bu olay birazcık sömürü gibi geliyor gerçekten.

Because being pulled by another human being is feudal and exploitative, and I don't want to be part of something like that, because… Hmm. No.
Başka bir insan tarafından çekilmek feodaldir ve istismardır, Hayır. böyle bir şeye dahil olmak istemiyorum çünkü.

I thought showing me your breasts would be a little exploitative.
Göğüslerini bana göstermenin biraz çıkarcılık olacağını düşündüm.

No. It's almost a classic move for an exploitative rapist to force a victim to watch.
Hayır, teşhirsel tecavüzcüler için kurbanı izlemeye zorlamak sıradandır.

Here's the climax of the film, this cowboy has killed his greedy, exploitative boss.
İşte filmin zirvesi. Kovboy, aç gözlü, sömürücü patronunu öldürmüştür.

Indian economic policy after independence was influenced by the colonial experience, which was seen as exploitative by Indian leaders exposed to British social democracy and the planned economy of the Soviet Union.
Raj İzni Bağımsızlıktan sonra Hindistanın ekonomik politikası sömürge deneyiminin etkisinde kalmış, Hint liderlerin sömürücü olarak gördüğü ve bu liderlerin İngiliz sosyal demokrasisine maruz kaldıkları sömürge devletleri deneyiminden ve Sovyetler Birliğinin planlanlı ekonomisinden etkilenmiştir.

Has blood on his hands today. of every publication that has payed for intrusive It would appear that every proprieter and editor… and exploitative photographs of her.
Bu durumda, onun mahremiyetini açık eden… onu malzeme yapan fotoğraflara… para vermiş yayınların sahipleri ve editörlerinin de elleri kanlıdır.

I mean, we have terrorists on one side, and opportunist, exploitative regimes on the other side.
Yani, bir tarafımızda teröristler var, ve fırsatçı, sömürücü rejimler ise diğer tarafta.

All they do is just give, give, give, right? that the dominant gets everything they want, and then the submissive, People do have this notion that it's exploitative.
Baskın istedikleri her şeyi alır, ve daha sonra uysal, onlar sadece vermek yapmak, tamam, vermek, vermek? İnsanlar, bu sömürücü olduğunu bu kavramı var.

The roots of the socialist movement in Norway were based on dangerous working conditions, exploitative labor relations policies, and the demand for collective bargaining.
Norveçteki sosyalist hareketin kökleri tehlikeli çalışma koşullarına, sömürücü emek ilişkileri politikalarına ve toplu pazarlık talebine dayanıyordu.

This cowboy has killed his greedy, exploitative boss.
Kovboy, aç gözlü, sömürücü patronunu öldürmüştür.

Yeah, I understand. This isn't going to be a… exploitative piece.
Kimseyi istismar edecek bir makale olmayacak bu. Evet, anlıyorum.

And when you have that, then evolutionary theory tells us that natural selection will favor the more exploitative, more predator-like organisms.
Durum bu olduğunda, evrim teorisine göre doğal seleksiyon daha sömürücü, daha saldırgan organizmaların lehine çalışır.