HAVING ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• sahip
• sahip olmak
• var
• ağırladığınız
• doğurmayı
• geçirmek
• geçiriyor musun
• etmek
• zor
• aldığın
• elinde
• yaşıyor
• ilgili
• daha
• hiç
• beri
• yemek
• yok
• gerektiğini
• zaten
• hakkında
• bulunması

Having Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Like having a date?
Flört etmek gibi?

Thanks so much for having me.
Beni aldığın için teşekkürler.

Having a good time, Jack?
İyi vakit geçiriyor musun, Jack?

It's not easy, having a good time.
İyi vakit geçirmek kolay değil.

Having hope is never stupid.
Ümit etmek aptallık değildir.

Thanks for having me back.
Beni geri aldığın için teşekkür ederim.

Having a good time, darling?
İyi zaman geçiriyor musun, hayatım?

The mayor's present as well. Having a drink.
Elinde içecek olan, belediye başkanı.

Hen…- Having a good night?
İyi bir gece geçiriyor musun? Hen?

Thank you very much for having me.- Three… two.
Beni ağırladığınız için teşekkürler. Üç… İki.

Me- having a though night?
Zor bir gece oldu. Bana gelebilir misin?

Sure. Um…- Hi, uh, thanks for having us.
Bizi ağırladığınız için teşekkürler.- Tabii.- Merhaba.

Having a good time over here, Sophie? Yes.
Burada iyi vakit geçiriyor musun, Sophie? Evet.

Um… Sure.- Hi, uh, thanks for having us.
Bizi ağırladığınız için teşekkürler.- Tabii.- Merhaba.

Yes.- Having a good time over here, Sophie?
Burada iyi vakit geçiriyor musun, Sophie? Evet?

Um…- Hi, uh, thanks for having us. Sure.
Bizi ağırladığınız için teşekkürler.- Tabii.- Merhaba.

Having my kid. I don't know why she's even considering.
Benim çocuğumu doğurmayı neden düşündüğünü bile anlayamıyorum.

Have you considered going home and having the baby with family?
Eve gidip bebeği ailende doğurmayı düşündün mü?

A jam is having two sons who won't speak to each other.
Zor durum, birbirleriyle hiç konuşmayan iki oğula sahip olmaktır.

I just wanted to say thanks for having me. Right.
Beni ağırladığınız için teşekkür etmek istedim.- Doğru, doğru.

Thanks for having us. it's very, uh, cozy.
Bizi ağırladığınız için teşekkür ederim. Çok samimi.

I just wanted to say thanks for having my back in there.
Orada arkamı kolladığın için teşekkür etmek istemiştim.

Maybe instead of having a mid-life crisis, I'm having a mid-life crazy.
Belki orta yaş krizi geçirmek yerine deliriyorumdur.

Having Thanksgiving without my mom was torture for her.
Aksine annem olmadan bir Şükran Günü geçirmek onun için bir eziyetti.

Thank you very much for having me to your home. Mr. Awan.
Beni evinizde ağırladığınız için müteşekkirim. Bay Awan.

But having a kid from Trinidad in charge made the latinos real mad.
Ama Trinidadlı çocuğu başa geçirmek Latinleri gerçekten de kızdırdı.

I am sure that you would enjoy having him to work with you.
Ve yine de onu seyretmek isterdiniz, onunla vakit geçirmek isterdiniz.

At least you are happy… having them for the last time reunited at the table.
En azından onu mutlu etmek için hepiniz son bir kez masada toplanın.

Otherwise, women would have stopped having children a long time ago.
Öyle olmasaydı kadınlar uzun süre önce çocuk doğurmayı bırakırlardı.

And because I think about having a baby and it makes me really happy.
Ayrıca bebeği doğurmayı düşünüyorum ve bu beni çok mutlu ediyor.