TECHNOCRATS ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• teknokratlar

Technocrats Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Look,"Mayor Firea at war with the technocrats.
Bak,'' Başkan Firea teknokratlarla savaşıyor.

The technocrats, the intelligence… the librarians of school.
Teknisyenler, Anlayış… Okul kütüphanecileri.

Roosevelt assembled a group of young technocrats and planners in Washington.
Roosevelt, Washingtonda bir grup genç planlamacı ve teknokratı bir araya getirdi.

Who were trying to find a way of solving the environmental crisis. They were a group of international businessmen and technocrats.
Onlar, bu çevresel krize çözüm arayan… bir grup uluslararası iş adamı ve teknokrattı.

They were a group of international businessmen and technocrats who were trying to find a way of solving the environmental crisis.
Onlar, bu çevresel krize çözüm arayan… bir grup uluslararası iş adamı ve teknokrattı.

Technocrats are learning a lesson in humility tonight… as angel supporters lay waste to Springfield's scientific institutions.
Teknokratlar bugün bir tevazu dersi alıyor. Melek taraftarları Springfieldın bilim enstitülerini yakıp yıkıyor.

International organisations and EU technocrats are venting their concern by recommending plans of action for Greece.
Uluslararası örgütler ve AB teknokratları, Yunanistan için faaliyetleri planları önererek konu hakkındaki endişelerini dile getiriyor.

Rafael Correa, the President of Ecuador, has stressed the importance of a"populist discourse" and has integrated technocrats to work within this context for the common Ecuadorians.
Rafael Correa popülist söylemlerin önemini vurguladı ve bu bağlamda çalışmak için Ekvador halkı adına teknokratlar entegre etti.

By right-wing think tanks and Cold War technocrats who were using the balance of nature as a political trick. The movement, they claimed, was being hijacked.
Doğanın dengesi fikrini siyasi bir hile olarak kullanan… sağ görüşlü düşünce kuruluşları ve soğuk savaş teknokratlarının… hareketi gasp ettiğini iddia ediyorlardı.

And furthermore, if you can't see what you're getting out of this deal,… then you are not just the most petty, self-righteous technocrats in three galaxies!
Ayrıca bu anlaşmanın size neler kazandıracağını anlamıyorsanız… üç galaksinin en kendini beğenmiş teknokratları olmakla kalmayıp… göründüğünüzden de aptalsınız demektir!

German technocrats knew that Hitler had called for this to be a war of annihilation, and for months before the invasion, had been working out how many people in the Soviet Union should be starved to death.
Alman teknotratlar Hitlerin savaşı'' yok etmek'' için çıkardığını biliyorlardı. İşgal başlamadan aylar önce Sovyet vatandaşlarının kaçının ölmesi gerektiğinin hesabını yapmaya başlamışlardı.

The movement, they claimed, was being hijacked by right-wing think tanks and Cold War technocrats who were using the balance of nature as a political trick.
Doğanın dengesi fikrini siyasi bir hile olarak kullanan… sağ görüşlü düşünce kuruluşları ve soğuk savaş teknokratlarının… hareketi gasp ettiğini iddia ediyorlardı.

As we gather here in Edinburgh, technocrats appointed by the U.N. and certain governments, with the best intentions, are busying themselves designing a new package of goals, and currently they're doing that through pretty much the same old.
Biz burada Edinburghda toplanırken, U.N. tarafından görevlendirilmiş teknokratlar ve belirli hükümetler, en iyi niyetlerle, kendilerini yeni bir hedef paketi tasarlamakla meşgul ediyorlar kendilerini, ve halen onları hala eski geç 20. yüzyılından kalma, elit, kapalı süreçten yapıyorlar.

The president reiterated his opinion that the country should be ruled by a political government, rather than one made up of technocrats, as the parties supporting Johannis have been insisting.
Cumhurbaşkanı, ülkenin Johannisi destekleyen partilerin ısrar etmekte oldukları gibi teknokratlardan oluşan bir hükümet değil, siyasi bir hükümet tarafından yönetilmesi gerektiği şekilndeki görüşünü yineledi.

The Falange syndicalists resisted the economic opening of Spain to capitalistic influences, and the technocrats of Opus Dei"de-emphasized the role of the syndicates and favored increased competition as a means of achieving rapid economic growth.
Falanj sendikalistleri, rejimin ekonomik olarak kapitalist etkilere karşı direnmesine karşı çıkarken, Opus Deinin teknokratları sendikaların rolünü vurgulamış ve hızlı bir ekonomik büyüme elde etmek için artan rekabeti tercih etmişti.

He's no ordinary engineer and technocrat.
O sıradan bir mühendis ve teknokrat değil.

My husband was a farmer before he was killed. I would never marry a technocrat.
Öldürülmeden önce kocam çiftçiydi. Dünyadaki son erkek bile olsa bir mühendisle asla evlenmezdim.

The 47-year-old soft-spoken technocrat is one of more than a dozen contenders hoping to win the October 23rd vote and succeed incumbent President Georgi Parvanov, whose second five-year term ends in January.
Yumuşak üsluplu 47 yaşındaki teknokrat, 23 Ekim seçimlerini kazanmayı ve ikinci beş yıllık dönemi Ocak ayında sona erecek olan görevdeki Cumhurbaşkanı Georgi Parvanovun yerine geçmeyi umut eden bir düzineden fazla adaydan biri.

I think the best choice for a next government is a combination of a political and technocrat, with the latter filling key positions that lacked professionals in the Boc government, especially economic ones", Pirvu told SETimes.
Bence yeni hükümet için en iyi seçim, bir siyasetçi ve teknokratın birleşimi olacaktır, ki ikincisi, Boc hükümetinde başta ekonomi alanında olmak üzere profesyonel eksikliği duyulan önemli mevkileri dolduracaktır.'' dedi.

Following former Prime Minister George Papandreou's resignation in early November, the centre-left PASOK party, the conservative New Democracy(ND) party and the right-wing LAOS party agreed to form a coalition cabinet headed by technocrat Lucas Papademos.
Eski Başbakan Yorgo Papandreounun Kasım ayı başındaki istifası sonrasında, merkez sol PASOK partisi, muhafazakâr Yeni Demokrasi( ND) partisi ve sağ görüşlü LAOS partisi, teknokrat Lucas Papademos başkanlığında bir koalisyon kabinesi kurmaya karar verdi.

Within a few days, Papandreou abandoned his referendum decision, resigned and was replaced on November 11th by technocrat Lucas Papademos, who headed an interim coalition government tasked with concluding the vital bailout agreement with the EU and the IMF.
Birkaç gün içinde, Papandreu referandum kararından caydı, istifa etti ve 11 Kasımda yerini, AB ve IMF ile hayati önemdeki kurtarma anlaşmasını yapmakla görevli geçici bir koalisyona başkanlık eden teknokrat Lucas Papademosa bıraktı.

With all this political bickering, Romania is basically wasting two months of fight against the recession. A technocrat government, conceived for 45 days, maintains the uncertainty and will keep the foreign investors away, while those present on the internal market will be more cautious," Silviu Sergiu, senior political editor with the local daily Evenimentul Zilei told SETimes.
Yerel Evenimentul Zilei gazetesinin üst düzey siyasi editörlerinden Silviu Sergiu SETimesa verdiği demeçte,'' Tüm bu siyasi çekişmelerle, Romanya aslında daralmaya karşı sürdürülen iki aylık bir mücadeleyi ziyan ediyor. 45 gün için kabul edilen teknokrat bir hükümet belirsizliği devam ettirip dış yatırımcıları uzak tutmaya devam ederken, iç piyasadaki yatırımcılar da daha ihtiyatlı olacaktır.

Suddenly, a technocrat, a bank chief, took control of the country.
Birden, bir teknokrat, bir banka şefi ülkenin kontrolünü ele aldı.

A technocrat, Nzapayeké rose to secretary-general of the African Development Bank and vice president of the Development Bank of Central African States.
Nzapayeké, bir teknokrat olarak Afrika Kalkınma Bankası ve Orta Afrika Devletleri Kalkınma Bankası başkan yardımcısı genel sekreterliğine kadar yükseldi.