What is the translation of " DIFFER " in Turkish?

• farklı
• ihtilafa düştükleri
• ayrılığa düştükleri
• hakkında ihtilafa
• hakkında ayrılığa
• farklıdır
• farklılık
• ihtilafa düştüler
• farkı
• anlaşmazlığa

Examples of using Differ in English and their translations into Turkish

Differ- How can we be so.
Fark… Nasıl bu kadar.

About which they differ?
Hakkında ihtilafa düştükleri o mühim haberi mi?

They differ as other classes do.
Onlar da diğerleri gibi farklıdır.

That's where you and I differ, robert.
Senin ve benim farkımız bu, Robert.

And they will differ if they do as syllable from sound.
Ve yaparlarsa farklı olacaklar sesten hece olarak.

Concerning which they differ.
Hakkında ihtilafa düştükleri o mühim haberi mi?

The two regions differ in religion and culture.
İki bölge dinde ve kültürde farklıdır.

The one about which they differ?
Hakkında ihtilafa düştükleri o mühim haberi mi?

The two countries differ in religion and culture.
İki ülke dinde ve kültürde farklıdır.

Even had we been there, all our versions would differ.
Orada olsak bile tüm yorumlarımız farklılık gösterirdi.

But the concepts and theories differ from each other.
Ancak kavramlar ve teoriler birbirinden farklıdır.

Our views differ. By the Middle Ages we were killing them.
Görüşlerimiz farklıdır. Orta çağda hepsini öldürmüştük.

They want to know how the"newborns" is differ from us.
Yeni doğanların bizden nasıl farklı olduklarını öğrenmek istiyorlar.

However, differ in the degree of autonomy they enjoy.
Bununla birlikte sahip oldukları özerklik bakımından farklılık gösterirler.

You can look at how the genes differ. As cities have grown bigger.
Genlerin ne kadar farklılaştığına bakabilirsiniz. Şehirler büyüdükçe.

Differ somewhat from the male. I do realize, of course, that female requirements.
Farkındayım, elbette ki kadınların ihtiyaçları… erkeklerinkinden biraz farklı.

The two neighbouring countries differ from each other in all respects.
İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.

This Quran recounts for the Children of Israel most of what they differ about.
Bu Kuran, İsrail oğullarına, kendilerinin ayrılığa düştükleri şeylerin birçoğunu anlatmaktadır.

Englishmen differ from Americans only in the language they speak.
İngilizler Amerikalılardan sadece konuştukları dilde farklıdır.

Various types of random walks are of interest, which can differ in several ways.
Rastgele yürüyüşler, ilginçtir ki, çeşitli şekillerde farklılık gösterebilirler.

My opinions differ from those of most of the students in the class.
Benim görüşlerim sınıftaki öğrencilerin çoğununkinden farklıdır.

Typical type II restriction enzymes differ from type I restriction enzymes in several ways.
Tip II enzimler tip I enzimlerden birkaç yönden farklıdır.

Plant cells differ from animal cells in that they have a cell wall.
Hayvan hücrelerinden farklılıkları Hücre duvarı kitinden oluşmuştur.

Marsupials' reproductive systems differ markedly from those of placental mammals.
Keselilerin üreme sistemleri, belirgin şekilde plasentalı memelilerden farklıdır.

Human beings differ from animals in that they can think and speak.
İnsanoğlunun hayvanlardan farkı düşünebiliyor ve konuşabiliyor olmasıdır.

In grammar and vocabulary, some dialects differ significantly from the standard language.
Dilbilgisinde ve kelime hazinesinde, bazı lehçeler standart dilden önemli ölçüde farklıdır.

Their methods may differ, but it's always for the greater good.
Metotları farklılık gösterebilir ama daima çoğunluğun iyiliği içindir.

And indeed, those who differ over the Book are in extreme dissension.
Kitap hakkında ayrılığa düşenler doğrusu derin bir çıkmazdadırlar.

And indeed, those who differ over the Book are in extreme dissension.
Ve kitap hakkında ihtilâfa dalanlar, haktan pek uzağa düşmüşlerdir.

And indeed, those who differ over the Book are in extreme dissension.
Kitap hakkında ihtilafa düşenler ise, şüphesiz haktan uzak, bir anlaşmazlık içindedirler.