EMULATING ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• taklit etmek
• taklit
• benzemeye mı

Emulating Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

He's emulating Carroll.
Carrollu taklit ediyor.

We have discussed the impropriety of emulating the Borg.
Uygunsuzluğunu tartışmıştık. Borgu taklit etmenin.

Think about emulating him. When you see a good man.
İyi birini gördüğünde, ona gıpta etmeyi düşün.

And you hope to achieve this goal by emulating me?
Ve sen bunu, bana benzemeye çalışarak mı başarmayı düşünüyorsun?

Emulating his crimes makes Marcus feel powerful.
Onun cinayetlerini taklit etmek Marcusa kendini güçlü hissettirecek.

Not yet. You hope to achieve this goal by emulating me?
Henüz değil. Ve sen bunu, bana benzemeye çalışarak mı başarmayı düşünüyorsun?

Emulating notorious crimes makes them feel powerful.
Böyle meşhur suçları taklit etmek onlara kendilerini güçlü hissettirir.

Naru learned many weird things from emulating her(mainly things she shouldn't know), for which Seishu scolded her.
Naru onu taklit ederek birçok garip şey öğrendi( oldukça bilmemesi gereken şeyler), bu nedenle Seishū onu azarladı.

This technique allows compilation on the Sailfish OS and full testing of developed software in the virtual machine, emulating- not simulating- the whole Sailfish OS.
Bu teknik, Sailfish OS üzerinde derlemeye ve sanal makinedeki geliştirilmiş yazılımların tam test edilmesine, simüle olmamasına rağmen tüm Sailfish işletim sistemini taklit etmesine izin verir.

It bypasses all standard countermeasures… by emulating a plug-in keyboard, reprogramming our host computer… as if the hacker was manually typing in the code.
Ayrı takılan bir klavyeyi taklit ederek… bütün standart önlemleri aşıyor ve ihlali yapan kişi, eliyle… kod yazıyormuş gibi, bilgisayarı yeniden yapılandırıyor.

As if the hacker was manually typing in the code. It would bypass all standard countermeasures by emulating a plug-in keyboard, reprogramming our host computer.
Ayrı takılan bir klavyeyi taklit ederek… bütün standart önlemleri aşıyor ve ihlali yapan kişi, eliyle… kod yazıyormuş gibi, bilgisayarı yeniden yapılandırıyor.

Sykes has done a good job of emulating me, emulating Belthazor, which means, if the potion doesn't work, the only way to destroy him is for me to turn into Belthazor.
Sykes beni taklit ederek iyi iş çıkardı, Belthazoru taklit ederek, demektir ki, eğer iksir çalışmazsa, onu yok etmenin tek yolu benim Belthazora dönüşmem.

Abstracting the instruction set, when necessary(such as for handling the several revisions to the x86 instruction set, or emulating a missing math coprocessor), is performed by the kernel, or via hardware virtualization.
Talimat kümesi, gerektiğinde( x86 komut kümesindeki birçok düzeltmeyi ele almak veya eksik bir matematik işlemciyi taklit etmek gibi) özetlenmesi, çekirdek tarafından veya donanım sanallaştırması yoluyla gerçekleştirilir.

They're telling me how he has motivated them to be a better person, to be… to achieve their goals, to be in better physical condition… to live their own life from their own heart, rather than just… following or emulating somebody else.
Mektuplarda bana, Bruceun onları daha iyi bir insan olmaya… amaçlarını başarmaya… fiziksel açıdan iyileşmeye, bir başkasının izinden gitmek… veya başkasına öykünmektense kendi hayatlarını yürekten yaşamaya… nasıl motive ettiğini anlatıyorlar.

Slovakia has introduced a single income tax quota(19 per cent), emulating the model Baltic countries have experimented with for years.
Slovakya, Baltık ülkelerinin yıllardır denediği modeli taklit ederek, tek bir gelir vergisi kotası( yüzde 19) belirledi.

Not emulated.
Taklit edilmemeli.

Doctor Séverin's method will be emulated.
S yöntemle verina Doktor Sé taklit edilecektir.

One to be emulated and admired.
İmrenilecek ve hayran olunacak biri.

Do not boot from the emulated floppy/ harddisk.
Öykünülen( emulated) sabit disk/ disket i önyükleme( boot) için kullanma.

She's the kind of black woman gay men emulate.
Gay erkeklerin öykündüğü türden bir Siyahi kadın.

The emulate, it frightens him.
Tılsım, onu korkutuyor.

You saw they emulated us at Albin Michel?- Well?
Albin Michelde bizi taklit ettiklerini gördün mü?- Evet?

A man to be admired and emulated.
Takdir edilecek ve özenilecek bir adam!

I believe I can emulate lust, if you would like me to.
İsterseniz şehvetin benzerini ya da daha iyisini yapabilirim.

This man you emulate?
Senin taklit ettiğin şu adam?

These aren't the kind of people to be emulated.
Bunlar, hayranlık duyulacak insanlar değiller.

The name indicated that a software emulates an Ethernet.
Adı bir Software, bir Ethernet işaretine benzetilmiştir.

I know a lot of white people emulate the Afro-American culture- To make themselves seem cooler.
Birçok insan kendini daha havalı göstermek için Afrika-Amerikalı kültürüne özeniyor.

His selection of a particular color palette emulates a musical key.
Seçtiği belirli renk paletleri müzikal bir anahtara benziyordu.

Organic patterns in this piece emulate synaptic relays in the brain.
Bu parçadaki organik şablonlar beynin sinaptik nevronlarına benziyor.