OBSERVABLE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• gözlemlenebilir
• görünür
• gözlenebilir
• gözlemlenebilen
• gözle görülür

Observable Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

The observable universe?
Gözle görülür evren?

No, marcia. That is observable fact.
Hayır Marcia, görünen gerçek.

No observable reaction.
Görünür bir reaksiyon yok.

Extreme animal predation, but no observable bite marks.
Aşırı havyan müdahalesi var ama görünür diş izi yok.

Uh… no observable reaction.
Görünür bir reaksiyon yok.

There are billions of galaxies in the observable universe.
Gözlemlenebilen evrende milyarlarca galaksi vardır.

That is observable fact. No, Marcia.
Hayır Marcia, görünen gerçek.

So, if you think checkers is partially observable, check this one.
Yani, damanın kısmi gözlemlenebilir olduğunu düşünüyorsanız, bunu işaretleyin.

Still no observable response to cuticle stimulus.- Get in.
Atlayın. Kütikül uyarıcıya hâlâ tepki gözlemlenmedi.

And, in fact, there are over 100 billion galaxies in the observable universe.
Ve, gerçekte görülebilir evrende 100 milyardan fazla galaksi vardır.

No, that is observable fact.
Hayır Marcia, görünen gerçek.

Observable phenomena only depend on energy differences.
Gözlemlenebilir olgular sadece enerji farklarına bağlıdır.

Did you know the observable universe got bigger?
Gözlenebilir evrenin büyüdüğünü biliyor muydun?

Rather I want you to tell me whether it's partially observable.
Onun yerine bana bunun kısmi gözlemlenebilir( partially observable) olup olmadığını söyleyin.

The comet remained observable until March 2013.
Kuyruklu Yıldız Mart 2013e kadar gözlenebilir halde kaldı.

In the observable universe. And, in fact, there are over 100 billion galaxies.
Ve, gerçekte görülebilir evrende… 100 milyardan fazla galaksi vardır.

Chaos" presupposes an observable or measurable system.
Kaosun önceden gözlenebilir veya ölçülebilir bir sistem olduğu varsayılır.

But our sun is only one of a billion trillion stars within the observable universe.
Güneşimiz ise, gözlenebilir evrendeki milyarlarca yıldızdan, sadece bir tanesi.

This type of climate is observable in the plain and coastal areas.
Açık havzalar ise kıyı kesimlerde ve nemli iklim bölgelerinde görülür.

But our sun… is only one of a billion trillion stars… within the observable universe.
Sadece bir tanesi. gözlenebilir evrendeki milyarlarca yıldızdan, Güneşimiz ise.

A phenotypic trait is an obvious, observable, and measurable trait; it is the expression of genes in an observable way.
Fenotipik özellik, açık ve gözlemlenebilir bir özellik olup ölçülebilir bir şekilde bir genin ifadesidir.

In fact, there are more bacteria on our planet than there are stars in the observable universe.
Aslında gezegenimizde, gözlemlenebilen evrendeki yıldızlardan daha fazla bakteri bulunmaktadır.

The galaxy's light now observable on Earth would have begun to emanate from its source about 750 million years after the Big Bang.
Dünyadan da artık gözlemlenebilen bu gökadanın ışığı, Büyük Patlamadan 750 milyon yıl sonra kaynağından yayılmaya başlamıştır.

We can see them in galaxies very far away, out toward the edge of the observable universe. With big telescopes.
Onları büyük teleskoplarla… gözlemlenebilir evreninin kıyısının dışında… çok uzaktaki galaksilerde görebiliriz.

Although the observable universe is continually expanding, there's really no way of knowing if the whole thing is gonna ultimately collapse into one gargantuan black hole.
Görünür evren sürekli genişlese de sonuçta çöküp devasa bir kara delik haline gelip gelmeyeceğini bilmenin yolu yok.

Assuming the Universe is isotropic, the distance to the edge of the observable universe is roughly the same in every direction.
Evrenin izotropik olduğu varsayılırsa, gözlemlenebilir evrenin sınırı, her yönde aşağı yukarı aynıdır.

Magnification is often misleading as the optical power of the telescope, its characteristic is the most misunderstood term used to describe the observable world.
Büyütme genellikle teleskobun optik gücü gibi yanıltıcıdır, özellikleri gözlemlenebilir dünyayı tanımlamak için kullanılmış ve yanlış anlaşılmış bir terimdir.

About 15 billion years ago… all the matter and energy that make up the observable universe… were concentrated into a space smaller than the head of a pin.
Yaklaşık 15 milyar yıl önce… görünür evreni oluşturan tüm madde ve enerji… topluiğne başı kadar bir boyuttaydı.

Ontologies" consist of a representation of things that are detectable or directly observable, and the relationships between those things.
Ontolojiler'' tespit edilebilir ya da doğrudan gözlemlenebilir şeylerin ve bu şeyler arasındaki ilişkilerin temsilinden oluşur.

Also from 1979 dates Penrose's influential Weyl curvature hypothesis on the initial conditions of the observable part of the universe and the origin of the second law of thermodynamics.
Ayrıca 1979 tarihlerinden Penroseun etkili Weyl eğim hipotezi, evrenin gözlemlenebilen kısmının başlangıç şartlarına ve termodinamiğin ikinci yasasının kökenine dayanır.