What is the translation of " ASSERT " in Turkish?

• iddia
• göster
• ileri
• assert
• savunmam için
• öne

Examples of using Assert in English and their translations into Turkish

Assert yourself!
Göster kendini!

Ryan, please assert yourself.
Ryan, lütfen kendini göster.

Assert yourself.
Kendini kendini göster.

Don't wait for permission, assert yourself.
İzin bekleme, kendini öne sür.

Assert yourself a little bit.
Biraz kendini göster.

For Christ's sake, Julia, assert yourself.
Tanrı aşkına, Julia, göster kendini.

Assert:'rule' returned NULL.
Assert: rule NULL döndürdü.

Mr. Stabler can assert conspiracy all he wants.
Bay Stabler ne isterse o komployu iddia edebilir.

Assert:'hat rule' returned NULL.
Assert: hat rule NULL döndürdü.

You should speak up more, and assert yourself.
I1} Daha iddialı olmalı ve kendini kanıtlamalısın.

Let me assert my firm belief.
Bu inancımı savunmam için bana izin verin.

Captain, Pacific Fleet command assert our departure.
Kaptan, Pasifik Filosu komutu bizim kalkış iddia.

Stronger. Assert yourself, Manuel.
Daha kuvvetli, göster kendini Manuel.

With respect to my cousin, Jingim… the Khan must now assert his dominion.
Kuzenim Jingime saygım sonsuz ancak bence Han şimdi hükmünü öne sürmeli.

Assert yourself, Manuel. Stronger.
Daha kuvvetli, göster kendini Manuel.

Those who disbelieve assert that they will not be raised again.
İnkar edenler, tekrar dirilmeyeceklerini ileri sürerler.

They possess high group visibility, like to talk, and assert themselves.
Grup içinde, konuşmayı severler, kendilerini öne çıkarırlar ve ilgi çekerler.

You still assert that you feel nothing for me?
Hâlâ bana karşı bir şey hissetmiyor musunuz?

Much too glorious is God, the Lord of the mighty throne, for things they assert!
Arşın Rabbi olan Allah onların nitelendiregeldikleri şeylerden Yücedir!

And assert yourself. Well… then maybe you would better step in.
O zaman oraya gidip kendini göstersen iyi olur.

If they have no provenance, then my friend cannot assert that they're blood diamonds.
Sevgili meslektaşım kanlı elmas olduklarını iddia edemez. Menşei belirtilmemişse.

And assert yourself. Well… then maybe you would better step in.
O zaman, belki de ipleri ele alıp, kendini göstersen iyi olur.

That there is evidence to prove that she is guilty. You have heard the prosecution assert.
Savcılık müvekkilimin suçluluğunu kanıtlayacak delilleri olduğunu iddia etti.

Sergio, he had to assert himself as the driver that was with the team the longest.
Sergio da takımdaki en eski pilot olarak kendini ileri sürmek zorundaydı.

He led the design and implementation of numerous Java platform features, including the Java Collections Framework, the java. math package, and the assert mechanism.
Bloch Java platformunun sunduğu birçok özelliğin tasarımını ve uygulama süreçlerini yönetmiştir bunların başında Java Collections Framework, java. math paketi, assert mekanizması v.b.

Then my friend cannot assert that they're blood diamonds. If they have no provenance.
Sevgili meslektaşım kanlı elmas olduklarını iddia edemez. Menşei belirtilmemişse.

Let me assert my firm belief that the only thing we have to fear is fear itself.
Bu inancımı savunmam için bana izin verin. Korkmamız gereken tek şey korkunun kendisidir.

In Army get-up, we can assert authority over whoever we like, including any local bobbies.
Asker gibi giyinerek, yetkililere istediğimizi iddia edebiliriz yerel polisler de dahil.

Let me assert my firm belief… that the only thing we have to fear… is fear itself.
İzin verin kendi şahsi fikrimi söyleyeyim. bence korkmamız gereken tek şey korkunun kendisidir.

Have you not seen those who assert that they believe in what has been revealed to you and what was revealed before you?
Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi?