What is the translation of " ENUMERATED " in Turkish?

• hepsini kuşatmış
• sıralanan

Examples of using Enumerated in English and their translations into Turkish

He has counted and enumerated them one by one.
O, onların hepsini kuşatmış ve onları bir bir saymıştır.

Some of these industries manage risk in a highly quantified and enumerated way.
Bu kuruluşlardan bazıları riski yüksek derecelendirilmiş ve numaralandırılmış bir şekilde yönetmektedir.

He has counted and enumerated them one by one.
And olsun ki onların adedini bilmiş ve teker teker saymıştır.

Its author enumerated dozens of habits of Bosnian Muslims that, it declared, had nothing to do with the followers of Allah.
Yazar, kitabında Bosnalı müslümanların, kendisine göre, Allaha inananlarla uzaktan yakından ilgisi olmayan birçok alışkanlığını sıralıyordu.

He has counted and enumerated them one by one.
Yemin olsun, O onların hepsini kuşatmış ve tamamını tek tek saymıştır.

He has enumerated them, and counted them one by one.
And olsun ki onların adedini bilmiş ve teker teker saymıştır.

It was adorned with foreign marble and contained many famous works of art, enumerated in Pliny's Natural History.
İthal mermerlerle süslü olan yapının içerisinde, Yaşlı Plinynin'' Doğal Tarih'' adlı eserinde sıraladığı gibi çok sayıda meşhur sanat eseri mevcuttu.

He has enumerated them, and counted them one by one.
Yemin olsun, O onların hepsini kuşatmış ve tamamını tek tek saymıştır.

To protect the rights of Kosovo non-Albanian communities in the legislative process, the settlement also provides that certain enumerated laws may only be enacted if a majority of the Kosovo non-Albanian members of the Assembly agree to their adoption," Ahtisaari said.
Ahtisaari,'' Anlaşmada, Arnavut harici Kosovalıların yasama sürecindeki haklarını korumak amacıyla, belli sıralı yasaların ancak Meclisin Arnavut harici Kosovalı üyelerinin çoğunluğu tarafından kabul edilmesi halinde yürürlüğe girmesi de öngörülüyor.'' dedi.

He has enumerated them and counted them a[full] counting.
Yemin olsun, O onların hepsini kuşatmış ve tamamını tek tek saymıştır.

The powers of Congress are limited to those enumerated in the Constitution; all other powers are reserved to the states and the people.
Kongrenin güçleri Anayasada sayılanlarla sınırlıdır; tüm diğer güçler eyaletler ve halka aittir.

The rocks were preserved, enumerated and sorted out by the Institute for Protection of Monuments, which carried out the project.
Taşlar, projeyi gerçekleştiren Eserleri Koruma Ensitüsü tarafından korundu, numaralandırıldı ve dizildi.

In addition to the arguments above enumerated for lifting this injunction… we wish to cite the decision of the High Court of Paris rendered in the case… of Princess Marishka against the Government of Montenegro… on the fifth day of August, 1897.
Bu kararı kaldırmak için yukarıda sıralanan iddialara ek olarak… Paris Yüksek Mahkemesinin 5 Ağustos 1897de Montenegro Hükümetine karşı… Prenses Marishkanın davası için… verdiği kararı bildirmek isteriz.

In addition to the arguments above enumerated for lifting this injunction… we wish to cite the decision of the High Court of Paris in the case… of Princess Marishka against Montenegro on the fifth day of August, 1897.
Satış yasağı kararını kaldırmak için, yukarıda sıralanan gerekçelere ek olarak… Prenses Marishkaya karşı Karadağ Hükümeti davası için… Paris Yüksek Mahkemesinin, 5 Ağustos 1897de vermiş olduğu kararın da… mahkeme celbine eklenmesini isteriz.

Things I won't even enumerate now.
Şey, şu anda sayamayacağım daha 101 şey var.

And if you should count the favors of Allah, you could not enumerate them.
Allahın nimetlerini saymaya kalkarsanız, onların sonunu getiremezsiniz.

I need hardly enumerate the advantages of the match.
Maçın avantajlarını zorlukla numaralandırmam gerekiyor.

The guides enumerate specific policies.
Kılavuzlar belirli politikaları numaralandırır.

Enumeration-\\begin{enumerate.
Numaralandırma-\\ begin{ enumerate.

Instead of enumerating all possibilities of combinations of these 5 random variables, the Bayes network is defined by probability distributions that are inherent to each individual node.
Bu 5 rassal değişkenin bütün olasılık kombinasyonlarını numaralandırmak yerine, Bayes Ağları herbir düğümün özünde olan olasılık dağılımları tarafından tanımlanmıştır.

She keeps a blog enumerating the reasons that she wouldn't be caught dead at her 20-year reunion, so it's a fair assumption that she would not show.
Yıl toplantısında nasıl ölü yakalanmayacağının nedenlerini sıraladığı bir blogu var. Yani gelmeyeceğini düşünmek çok da mantıksız değil.

The strategy, more than 200 pages long, enumerates political and economic tasks authorities must undertake on the path to accession.
Sayfadan fazla uzunluktaki stratejide, ilgili makamların üyelik yolunda üstlenmeleri gereken siyasi ve ekonomik görevler sıralanıyor.

Consequently, the sonic and emotional layers are often difficult to pry apart and enumerate.
Bu yüzden de, sessel ve duygusal katmanları ayrı ayrı görmek ve saymak çoğu zaman zor.

Legal expert Dejan Vitanovski considers the accord an unnecessary experiment, given that the 1789 Declaration of the Rights of Men enumerates the rights of citizens.
Hukuk uzmanı Deyan Vitanovski, 1789 İnsan Hakları Bildirgesinde vatandaşların haklarının sıralandığı göz önüne alındığında, anlaşmayı gereksiz bir deney olarak görüyor.

They will say,"We remained a day or part of a day; ask those who enumerate.
Herhalde Bir gün, yahut günün bir kısmı kadar kaldık; sayanlara sor, dediler.

The document merely enumerates the myriad ways in which students might be tempted to plagiarize, Iie, cheat, and/ or steal.
Belgede sadece öğrencileri aşırma yapmaya, yalan söylemeye, kopya çekmeye ve/veya çalmaya cezbedecek birçok yol sıralanıyor.

That's just not practical, so we're going to have to come up with methods that are faster than enumerating everything.
Bu pratik değil; o yüzden herşeyi numaralandırmaktan daha hızlı çalışan başka metodlar bulmalıyız.