What is the translation of " DIFFERING " in Turkish?
S

['difəriŋ]
Noun
['difəriŋ]
farklı
difference
notice
realize
matter
different
know
spot
recognize
realise
detect
Conjugate verb

Examples of using Differing in English and their translations into Turkish

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Differing foreground.
Farklılık önplanı.
Sources give differing completion dates.
İnşaatın tamamlanma tarihi Hakkında çeşitli kaynaklar değişik tarihler vermektedir.
Differing background.
Farkılık arkaplanı.
You're multiplying differing variables, so you have to simplify.
FarkIı değişkenleri çarpıyorsunuz, yani sadeleştirmeniz gerekecek.
And if thy Lord had willed, He verily would have made mankind one nation, yet they cease not differing.
Rabbin dileseydi, insanları bir tek ümmet yapardı. Ama ihtilaf edip durmaktadırlar.
The mines are broadly similar, differing only in size and weight.
Mayınlar görüntü olarak aynıdır sadece ağırlıkları ve ebatları farklıdır.
Allah will judge between them on theDay of Resurrection about that wherein they have been differing.
İşte bundan dolayı Allah, ihtilafa düştükleri bu gibi şeylerde, kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
Both mines were similar in design, differing only in size, with the TMB-2 being the larger.
Tasarım olarak birbirine benzeyen mayınların tek farkı TMB-2 modelinin biraz daha büyük olmasıdır.
And if thy Lordhad willed, He verily would have made mankind one nation, yet they cease not differing.
Rabbin dileseydi bütüninsanları bir tek millet yapardı.( Fakat) onlar ihtilafa düşmeye devam edecekler.
In that group of differing soldiers, there's only one pair of eyes looking to the flag, looking to the bigger picture.
Tüm bu farklı askerler grubunda, sadece tek bir çift göz var; bayrağa bakan, büyük resmi gören.
Allah will judge between them on the Day of Resurrection regarding that wherein they have been differing.
İşte bundan dolayı Allah, ihtilafa düştükleri bu gibi şeylerde, kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
In particular, the spectrum of atomic hydrogen had a doublet,or pair of lines differing by a small amount, where only one line was expected.
Özellikle atomik hidrojenin spektrumu bir ikili ya dasadece bir satır beklenen küçük bir miktar ile farklı çift hatları vardı.
And if thy Lord had willed, He verily would have made mankind one nation,yet they cease not differing.
Eğer Rabbin dileseydi elbette bütün insanları tek bir ümmet yapardı. Halbukiyine de ihtilaf edip duracaklardı.
Possessing a healthy mixture of skill-sets. all from differing cultures and ethnic backgrounds, Four men and four women entered this room.
Dört erkek ve dört kadın bu odaya adımını attı,… hepsi farklı kültürlere ve etnik geçmişlere sahip,… sağlam bir yetenek karışımına sahip olan kişiler.
His costume is vastly different from both the comics andhis depiction on the poster, differing both in design and color.
Onun kostüm tasarım ve renk hem de farklı, çizgi roman ve posterde onun tasviri hem çok farklıdır.
Both men visit their native country, but with differing frequency: Bakreski returns every summer; Baulovski returns as his finances permit.
Her ikisi de, farklı sıklıklarla da olsa anavatanını ziyaret ediyor. Bakreski her yaz ülkesine dönerken, Baulovski mali durumu elverdiğince geri dönüyor.
And had thy Lord Willed, He would surely have made mankind of one community,and they will not cease differing.
Eğer Rabbin dileseydi elbette bütün insanları tek bir ümmet yapardı. Halbukiyine de ihtilaf edip duracaklardı.
The first two León generations used two differing variants of the Volkswagen Group A platform, and shared many components with other Volkswagen Group cars.
İlk iki nesil Leon, Volkswagen Grubu A platformunun iki farklı çeşidini kullandı ve birçok aksamı Volkswagen Grubu otomobiller ile aynıydı.
Starobinsky's andGuth's scenarios both predicted an initial de Sitter phase, differing only in mechanistic details.
Starobinsky ve Guth senaryoları sadece mekanik ayrıntılardaki farklarıyla De Sitterin başlangıç aşamasını öngürdü.
Hybrid capacitors, such as the lithium-ion capacitor, use electrodes with differing characteristics: one exhibiting mostly electrostatic capacitance and the other mostly electrochemical capacitance.
Melez kapasitörler, farklı özellikleri ile lityum-iyon kondansatör kullanın elektrotlar gibi•: çoğunlukla elektrostatik kapasitans ve diğer çoğunlukla elektrokimyasal kapasitans sergiliyor.
Dizygotic twins from biracial couples can sometimes be mixed twins,which exhibit differing ethnic and racial features.
Melez çiftlerden dizigotik ikizler bazen etnik veırksal özellik farklılıkları sergileyen karışık ikiz olabilir.
Its new features are the addition of the TouchID sensor compatible with Apple Pay, differing storage sizes and being available in gold color, as well as the previous colors.
Yeni özellikleri,Apple Pay ile uyumlu Touch ID sensörünün, farklı depolama boyutlarının yanı sıra altın rengin yanı sıra önceki renklerde de mevcut.
God surely tries you in this way:He will make it clear to you on the Day of Resurrection what you were differing about.
Allah, bununla sizi imtihan etmektedir. Hakkında ihtilafa düşmekte olduğunuz şeyi kıyamet gününde mutlaka size açıklayacaktır.
Non-Serb minorities in Kosovo-- Bosnians, Turks, Gorans Egyptians, Romas, Askalias--have differing views regarding their future in Kosovo.
Kosovadaki Sırp harici azınlıklar -Bosnalılar, Türkler, Goranlar, Mısırlılar, Romanlar, Aşkaliler-Kosovanın geleceği konusunda farklı görüşlere sahipler.
Allen's comment is itself a referenceto the phrase"life of the mind", used repeatedly in the film in wildly differing contexts.
Allenin bu yorumu aynı zamanda,filmde defalarca birbirinden oldukça farklı bağlamlarda kullanılan'' zihnin yaşamı'' ifadesine bir göndermedir.^ Coen 1991.
Another cause of difference between monozygotic twins is epigenetic modification,caused by differing environmental influences throughout their lives.
Monozigotik ikizler arasındaki farkın başka bir nedeni epigenetik modifikasyondur, hayatları boyunca gördükleri çevresel etkilerin farklılığının nedenidir.
Now, as the two nations seek to formulate their response,their own bilateral relations could be undermined by differing long-term strategies.
Şimdi, bu iki ülke tepkilerini formüle etmeye çalışırken,kendi aralarındaki ikili ilişkiler farklı uzun vadeli stratejiler yüzünden zarar görebilir.
The iPad Mini 3, was unveiled on October 16, 2014,featuring the same internals but adding Touch ID, differing storage sizes, and an additional gold color.
Ardında iPad Mini 3 modeli, 16 Ekim 2014te aynıdahili özelliklere sahipken Touch ID, farklı depolama boyutları ve ek bir altın rengi ekleyerek tanıtıldı.
Possessing a healthy mixture of skill-sets.Four men and four women entered this room, all from differing cultures and ethnic backgrounds.
Dört erkek ve dört kadın bu odaya adımını attı,… hepsi farklı kültürlere ve etnik geçmişlere sahip,… sağlam bir yetenek karışımına sahip olan kişiler.
Four men and four women entered this room,possessing a healthy mixture of skill-sets. all from differing cultures and ethnic backgrounds.
Dört erkek ve dört kadın bu odaya adımını attı,… hepsi farklı kültürlere ve etnik geçmişlere sahip,… sağlam bir yetenek karışımına sahip olan kişiler.
Results: 82, Time: 0.0629

Top dictionary queries

English - Turkish