What is the translation of " SYSTEMATICALLY " in Turkish?

• sistematik olarak
• sistematik bir şekilde
• sistemli olarak
• sistemli bir şekilde
• düzenli olarak
• sistemli bir biçimde
• sistematik bir biçimde

Examples of using Systematically in English and their translations into Turkish

They're doing it systematically.
Bunu sistematik bir biçimde yapıyorlar.

Systematically we have seen journalists attacked.
Düzenli olarak gazetecilerin saldırıya uğradığını gördük.

Fine, let's do this systematically.
Pekala, bunu sistemli olarak yapalım.

I'm drinking, systematically To forget all my miseries.
Tüm gizemlerimi unutmak için düzenli olarak içiyorum.

Then we will move through the neighborhood systematically.
O zaman sistemli bir şekilde mahalleleri dolaşırız.

So they were systematically killed.
O yüzden sistemli bir şekilde öldürülmüşler.

I know the prisoners here are being robbed systematically.
Burada esirlerin düzenli olarak soyulduğunu biliyorum.

Kepler began systematically observing the nova.
Kepler sistemli olarak Novayı gözlemlemeye başladı.

More than 200,000 civilians were systematically executed.
Den fazla sivil, sistemli bir biçimde öldürülmüştür. 200.

Systematically, to experiment upon the whole process of breeding.
Sistemli olarak, tüm üreme işleminin deneyi üzerinde.

A way to find the truth… by systematically doubting everything.
Sistemli olarak herşeyden şüphe ederek, gerçek yolu bulur.

I know the prisoners here are being robbed systematically.
Burada birisinin esirleri sistemli bir biçimde soyduğunu biliyorum.

I'm drinking Systematically To forget the friends of my wife.
Karımın arkadaşlarını unutmak için düzenli olarak içiyorum.

But we're going to learn how to do this systematically.
Ama biz bunu sistematik bir şekilde nasıl yapacağımızı öğreneceğiz.

I know that we have systematically annihilated the girl cell.
Kız hücremizi sistematik bir biçimde imha ettiğimizi biliyorum.

More than two hundred thousand civilians were systematically executed.
Sistemli bir biçimde öldürülmüştür. İki yüz binden fazla sivil.

That we have undertaken to systematically annihilate all the Jews of Europe?
Avrupadaki Yahudileri, sistemli olarak yok etmeye başlamamız?

Explore and overcome obstacles as one. whereby the animals systematically.
Bu hayvanların hep beraber hareket edip, engelleri sistematik bir şekilde aşmaları demek.

Someone, who's trying… very systematically, to break us up.
Birisi, o… çok sistematik bir şekilde, bizi ayırmaya çalışıyor.

She has been systematically pilfering those bar glasses… for the last five years.
Son beş yıldır sistemli bir şekilde o kadehleri araklıyor.

Can't be nothing else, living systematically off the sheep.
Başka bir şey olamaz, koyunlarla sistematik bir şekilde yaşıyorlar.

William systematically dispossessed English landowners and conferred their property on his continental followers.
William sistematik bir şekilde İngiliz toprak sahiplerinin ellerinden topraklarını alıp Norman asillerine verecektir.

Such information isn't organized systematically, and it's often incorrect.
O bilgiler sistemli olarak düzenlenmiyor ve genelde yanlış olur.

Obstacles as one. explore and overcome whereby the animals systematically.
Bu hayvanların hep beraber hareket edip, engelleri sistematik bir şekilde aşmaları demek.

Each bled, carefully, systematically… probably for several months.
Hepsi dikkatlice, sistematik bir şekilde büyük ihtimalle birkaç ay kanamışlar.

The whole movement was criminalised and destroyed systematically by the government.
Bütün hareket hükümet tarafından suçlu gösterildi ve sistematik bir şekilde yok edildi.

Villager families are systematically forced to migrate by made-up excuses.
Köylerdeki aileler uydurma bahanelerle sistemli bir biçimde göç etmeye zorlanıyorlar.

Louie has been stealing scales from your room, systematically, trading them for drugs.
Louie terazileri sistemli bir şekilde odanızdan çalmış ve uyuşturucu için takas etmiş.

We also know that you were systematically abused, beaten, raped.
Ayrıca düzenli olarak taciz edildiğini, dövüldüğünü ve tecavüze uğradığını biliyoruz.

She's extremely territorial and has systematically excluded me from her research.
Son derece ketum davranıyor ve beni sistemli bir şekilde araştırmasından uzak tutuyor.