What is the translation of " TRYING TO USE " in Turkish?

• kullanmaya çalışmak
• kullanmayı denedim
• çabalamaları istiyorum evliliği kullanarak

Examples of using Trying to use in English and their translations into Turkish

Instead of trying to use me.
Beni kullanmaya çalışma.

Trying to use my act for their show.
Gösterileri için benim gösterimi kullanmaya çalışıyordu.

What? You're trying to use me, aren't you?
Beni kullanmaya çalışıyorsun, değil mi? Ne?

Trying to use them for military operations.
Onları askeri operasyonlar için kullanmaya çalışıyorlarmış.

Meanwhile, there are still people trying to use the beach.
Bu arada hala plajı kullanmaya çalışan insanlar var.

Trying to use telekinesis in astral mode.
Astral yolculuğa çıktığımda telekinezi gücümü kullanmayı deniyorum.

He's such an egoist, trying to use a woman he deserted.
Bir egoist gibi, terkettiği bir kadını kullanmayı deniyor.

You trying to use reverse psychology on a psychologist?
Bir psikolog üzerinde ters psikoloji mi uygulamaya çalışıyorsun?

I don't know what it was they were trying to use against him.
Ona karşı kullanmaya çalıştıkları şeyin ne olduğunu bilmiyorum.

Maybe we're trying to use the tools before we're ready.
Belki de aletleri tam hazır olmadan kullanmayı deniyoruz.

He was like every other man in my life-- just trying to use me.
O da hayatımdaki diğer erkekler gibi beni kullanmaya çalıştı.

You're not trying to use my Seung Jo as bait are you?!
Seung Jomu bir yem olarak kullanmaya çalışmıyorsun, değil mi?

And if so, what was stopping them from trying to use me again today?
Peki öyleyse, bugün neden beni kullanmaya çalışmadılar yine?

If he's spotted trying to use the network, they take him out.
Şebekeyi kullanmaya çalışırken görülürse, onu yakalarlar.

To win Jing City back I want them to give up trying to use a marriage.
Geri almaya çabalamaları istiyorum. Evliliği kullanarak Jing Şehrini.

John markoff: Trying to use portable computers.
Henüz dizüstü olmamış taşınabilir bilgisayarları kullanmaya çalışmak.

Were not laptops at that point. Trying to use portable computers.
Henüz dizüstü olmamış taşınabilir bilgisayarları kullanmaya çalışmak.

You know, trying to use the Arctic to sell the Arctic.
Kuzey Kutbunda satış yapmak için Kuzey Kutbunu kullanmaya çalışmak.

That's why you're twisting up Wendy, trying to use her… to hurt me.
Bu yüzden Wendynin aklına girip onu beni incitmek için kullanmaya çalışıyorsun.

Trying to use portable computers, which were not laptops at that point.
Henüz dizüstü olmamış taşınabilir bilgisayarları kullanmaya çalışmak.

We just picked up someone trying to use Dr. Franklin's link.
Birisinin Dr. Franklinin telsizini kullanmaya çalıştığını tespit ettik.

Trying to use her to hurt me. That's why you're twisting up Wendy.
Bu yüzden Wendynin aklına girip… onu beni incitmek için kullanmaya çalışıyorsun.

Cops just grabbed a kid trying to use Eve's credit card again.
Polis Evenin kredi kartını tekrar kullanmaya kalkışan çocuğu az önce yakalamış.

So, anyway… I was trying to use the Lands' End catalog… it's, like, wintertime, so everyone's wearing a sweater.
Ama kış olduğu için herkes kazak giyiyordu. başka mağazanın kataloğunu kullanmayı denedim… Her neyse.

That last trick was like I'm spent. trying to use an empty bottle of hand soap.
Çok yorgunum. Son müşterim tıpkı… boş bir el sabunu şişesini kullanmaya çalışmak gibiydi.

Mizu Kamikiri! Trying to use the forest and rocks as cover?
Mizu Kamikiri Ormanı ve kayaları kendine siper olarak mı kullanmaya çalışıyorsun?

I would greatly appreciate your trying to use that pistol or your sword.
Silahını ya da kılıcını kullanmaya kalkışırsan, beni çok mutlu edersin.

I want them to give up trying to use a marriage to win Jing City back.
Geri almaya çabalamaları istiyorum. Evliliği kullanarak Jing Şehrini.

Combination of infrastructure damage and millions trying to use the same system simultaneously.
Altyapı hasarı ve milyonların aynı sistemi eş zamanlı kullanmaya çalışmalarının birleşimi.

That last trick was like trying to use an empty bottle of hand soap.
Son müşterim tıpkı boş bir el sabunu şişesini kullanmaya çalışmak gibiydi.