What is the translation of " INCONSISTENCY " in Turkish?

• tutarsızlık
• tutarsızlığı
• bir tutarsızlıkla

Examples of using Inconsistency in English and their translations into Turkish

Yet another inconsistency.
Başka bir tutarsızlık daha.

I then looked at the accounts and there was an inconsistency.
Ben sonrasında hesaplara baktım ve tutarsızlık vardı.

What? There's an Inconsistency here?
Burada bir tutarsızlık var.- Ne?

Did the gendarmerie say anything about this inconsistency?
Jandarma bu tutarsızlıkla ilgili bir şey dedi mi?

I was thinking of the inconsistency of civilization.
Medeniyetin tutarsızlığını düşünüyordum.

You do not see in the creation of the Most Merciful any inconsistency.
Rahmânın yaratmasında bir aykırılık, uygunsuzluk görmezsin.

I found an inconsistency in Ross' military file.
Rossun askeri dosyalarında bir tutarsızlığa rastladım.

I'm failing to see the inconsistency.
Ben bu tutarsızlığı anlayamıyorum.

He theorised the inconsistency might stem from the government's success at promoting its own image.
Beçeti, bu tutarsızlığın hükümetin kendi imajının tanıtımındaki başarısından kaynaklanıyor olabileceği teorisini ortaya attı.

I'm simply pointing out an inconsistency.
Ben yalnızca tutarsızlığı vurguluyorum.

A shipload of such inconsistency could drive one insane.
Bir gemi dolusu tutarsızlık insanı deli edebilirdi.

You see, Dyson, we need to find an inconsistency.
Görüyorsun Dyson, tutarsızlığı bulmaya ihtiyacımız var.

From this inconsistency the Standard Model of particle physics was discovered, which remedied the higher energy breakdown in theory.
Bu tutarsızlıklardan itibaren parçacık fiziğinin Standart Model teorisinde yüksek enerjili arızaların giderildiği keşfedildi.

An entire shipload of such inconsistency could drive one insane.
Bir gemi dolusu tutarsızlık insanı deli edebilirdi.

You do not see in the creation of the Most Merciful any inconsistency.
Rahman olan Allahın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin.

Intentionally comedic, the stories play on the absurdity and inconsistency of Munchausen's claims, and contain an undercurrent of social satire.
Nihayetinde bu komedi hikâyeleri, Munchausenin iddialarının saçmalık ve tutarsızlığı üzerinde oynuyor ve bir toplumsal hiciv akıntısı içeriyor.

You said that Dalton lived and worked for years on campus, One inconsistency.
Bir tutarsızlık. Daltonun yıllarca kampüste yaşayıp çalıştığını söylemiştiniz.

As a leader, first thing you learn… Inconsistency invites disrespect.
Bir lider olarak, öğrendiğiniz ilk şey… tutarsızlığın… saygısızlığı davet ettiğidir.

To judge you by your failures- is to cast blame upon the seasons for their inconsistency.
Başarısızlıklarına bakarak seni yargılamak tutarsızlıkları için suçu mevsimlere atmaya benzer.

Apparently, the use of a different chalk compound caused a product inconsistency, and the US version was considered inferior to the original mix.
Görünüşe göre farklı bir tebeşir bileşiği kullanılması ürün uyuşmazlığına neden oldu ve ABD versiyonu orijinal karışımdan daha düşük kabul edildi.

And who created seven heavens in layers. You do not see in the creation of the Most Merciful any inconsistency.
O, yedi göğü, birbiri üzerinde tabaka, tabaka yarattı, Rahmanın yaratmasında bir aykırılık, uygunsuzluk görmezsin.

You said once the problem is the inconsistency of the sun.
Bir ara sorunun Güneşin tutarsızlığında olduğunu söylemiştiniz.

And down goes the gavel. Grandpa is gonna start hammering back A defense attorney starts hammering him about some inconsistency.
Büyükbabam da onun üstüne gider. soru üstüne gelmeye başlarsa Savunma avukatı bir tutarsızlıkla ilgili.

I also lobbied and am glad that we[the winegrowers] managed to point out the inconsistency: the government managed to subsidise new vineyards and ban wine tasting at the same time.
Peljesaclı tanınmış bir şarap üreticisi olan İvo Skaramuca,'' Ben de kulis yaptım ve şarap üreticilerinin şu tutarsızlığa dikkat çekmeyi başarmalarına sevindim: hükümet yeni üzüm bağlarını sübvanse edip aynı zamanda şarap tadıcılığını yasaklamayı başardı.

The Landau pole question is generally considered to be of minor academic interest for quantum electrodynamics because of the inaccessibly large momentum scale at which the inconsistency appears.
Landau kutup sorusu genellikle tutarsızlık görünür, erişilemeyecek büyük ölçekli ivme kuantum elektrodinamiği için küçük bir akademik ilgi olarak kabul edilir.

An expensive state, the still predominant monopolistic behaviour, inconsistency in the implementation of regulations, and slow changes in market relations" all contribute to the economic morass, she said, citing also a lack of competitiveness on the part of Serbian business.
Dernek üyesi,'' pahalı bir devlet, hala baskın durumdaki tekelci davranışlar, kuralların uygulanmasında tutarsızlık ve pazar ilişkilerindeki yavaş ilişkilerin'' tümünün ekonomik güçlüklere katkı sağlayan unsurlar olduğunu belirterek, Sırp firmalarında rekabet eksikliğine de işaret etti.

Grandpa is gonna start hammering back A defense attorney starts hammering him about some inconsistency, and down goes the gavel.
Büyükbabam da onun üstüne gider. soru üstüne gelmeye başlarsa Savunma avukatı bir tutarsızlıkla ilgili.

And almost all of them say, oh yes, they had noticed this… mildly discomforting inconsistency but everybody goes along with the gag.
Neredeyse hepsi birazcık keyif kaçıran bu uyuşmazlığı farkettiklerini dile getirir ama herkes bunula yaşamaya devam eder.

Fine's work showed that, taking locality as a given, there exist scenarios in which two statistical variables are correlated in a manner inconsistent with counterfactual definiteness, and that such scenarios are no more mysterious than any other, despite the fact that the inconsistency with counterfactual definiteness may seem counterintuitive.
Fineın çalışmaları gösterdi ki, yerelliği alarak, iki istatistiksel değişken olan karşı-olgusal kesinlikler tutarsız bir şekilde ilişkilidir ve bu tür senaryolar olmasına rağmen, daha gizemli senaryoların verilmesi ile tutarsızlık karşı-olgusal kesinlik sezgilerde görünebilir.

What inconsistencies?
Ne tutarsızlığı?