What is the translation of " MAKING A STATEMENT " in Turkish?

• açıklama yapan
• ifade vermekten
• yaptığı açıklamada

Examples of using Making a statement in English and their translations into Turkish

He's making a statement.
Bir şey ifade ediyor.

You are neither informing nor making a statement.
Ne haber veriyorsunuz ne bir açıklama yapıyorsunuz.

It's making a statement.
Bir şey ifade ediyor.

Good… until I see what evidence they have against you. You should refrain from making a statement.
Size karşı ne delilleri var, görene kadar ifade vermekten imtina etmelisiniz. Güzel.

No, I was making a statement.
Bir durumu açıklıyordum. Hayır.

Making a statement about the importance of medical care by abandoning patients.
Hastaları terk ederek sağlık hizmetlerinin önemi hakkında… açıklama yapıldı.

You could consider making a statement without Olivia.
Olivia hiç bir açıklama yapmayacakmış gibi düşünebiliriz.

Akdağ making a statement for press in front of the Justice and Development Party(AKP) Central Office yesterday(August 21).
Akdağ, Adalet ve Kalkınma Partisi( AKP) Genel Merkezi önünde gazetecilere dün yaptığı açıklamada yaralılar hakkında bilgi verdi.

It seems like I'm sort of making a statement just by existing lately, so.
Son zamanlarda sadece var olduğum için bile açıklama yapmış olduğumu hissediyorum.

Making a statement regarding human rights advocate and the founder of Helsinki Citizens Assembly(hYd) Prof. Dr İştar Gözaydın being arrested, human rights organizations demanded that İştar be released immediately.
İnsan hakları savunucusu, Helsinki Yurttaşlar Derneği Kurucusu Prof. Dr İştar Gözaydının tutuklanmasıyla ilgili açıklama yapan hak örgütleri, Gözaydının hemen serbest bırakılmasını talep etti.

G'ulom's making a statement. Don't remind me.
Hatırlatma bana. Gülüm açıklama yapıyor.

Making a statement following the cabinet meeting, Kurtulmuş said that“another decision taken by the Cabinet is to extend the 90-day OHAL(State of Emergency) as of October 19, midnight 1 a.m.”.
Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklama yapan Kurtulmuş“ Bakanlar Kurulunun almış olduğu kararlardan bir diğeri de, 90 günlük OHALin uzatılması ve 19 Ekim günü gece yarısı 01:00den itibaren OHALin yenilenmesi kararıdır.”.

And if we avoid making a statement, it makes us looks weak.
Açıklama yapmaktan kaçınırsak bizi zayıf gösterecektir.

Making a statement after submitting the application for annulment, CHP Vice Chair Bülent Tezcan noted that the unsealed envelopes were not separated from the sealed ones and therefore it was not possible to determine how many unsealed ballot papers were used.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan Ankarada başvuru sonrası yaptığı açıklamada, mühürsüz zarfların mühürlülerden ayrılmadığını, dolayısıyla kaç mühürsüz oy kullanıldığının tespit edilemez olduğunu söyledi.

By abandoning patients. Making a statement about the importance of medical care.
Hastaları terk ederek sağlık hizmetlerinin önemi hakkında… açıklama yapıldı.

Making a statement following the attack, Prime Minister Binali Yıldırım had stated that 10 soldiers and eight civilians had lost their lives and Hakkari Governorship subsequently had announced the number of civilians who lost their lives as five yesterday. EKN/DG.
Dün sabah düzenlenen saldırı sonrası açıklama yapan Başbakan Binali Yıldırım, patlamada on asker ve sekiz sivilin öldüğünü açıklamış, Hakkari Valiliği ise bugün on asker ve beş sivilin öldüğünü duyurmuştu. EKN.

What I said earlier, making a statement, getting him punished… It's all bullshit.
Biraz önce dediklerim; açıklama yapmak, cezasını vermek falan hepsi deli zırvası.

Making a statement on deputies from Germany being denied entry to İncirlik Military Base, Chancellor of Germany, Angela Merkel said that the negotiations with Turkey would be carried on and that they would search for an alternative to İncirlik base at the same time.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiyenin Almanyalı milletvekillerinin İncirlike girişine izin vermemesi üzerine yaptığı açıklamada, Türkiye ile müzakerelerin sürdürüleceğini kaydeden Merkel, paralel olarak de İncirlike alternatif arandığını belirtti.

You should refrain from making a statement Good… until I see what evidence they have against you.
Size karşı ne delilleri var, görene kadar ifade vermekten imtina etmelisiniz. Güzel.

Making a statement regaring the travel alert of the ministry, German Foreign Minister Sigmar Gabriel said that the ministry had not made an official travel warning regarding Turkey but the updated travel alert was meant point out that"tourists should consider the dangers in Turkey.
Uyarıyla ilgili açıklama yapan Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiyeye resmi bir seyahat uyarısı yapılmadığını, ancak güncellenen seyahat bilgilendirmesine göre,“ turistlerin Türkiyedeki tehlikelerin varlığını gözönüne almaları gerektiğini” söyledi.

You should refrain from making a statement until I see what evidence they have against you. Good.
Size karşı ne delilleri var, görene kadar ifade vermekten imtina etmelisiniz. Güzel.

Making a statement over the death of the Syrian journalists, CPJ Europe and Central Asia Program Coordinator Nina Ognianova has noted:"Turkish authorities must urgently demonstrate that killing journalists on the streets of Turkey is unacceptable and will not go unpunished.[…] We call on security officials to hunt down Zaher al-Shurqat's killers, bring them to justice, and ensure journalists can work safely throughout the country.
Gazetecinin ölümü üzerine açıklama yapan Gazetecileri Koruma Komitesi( CPJ) Avrupa ve Merkez Asya Program Kordinatörü Nina Ognianova“ Türkiyeli yetkililer acilen gazetecilerin Türkiye sokaklarında öldürülmesinin kabul edilemez olduğunu ve cezasız kalmayacağını göstermeliler. Güvenlik yetkililerinin Şerkatın katillerini bulup adalete teslim etmeye ve ülkeyi gazeteciler iin çalışılmaıs güvenli bir bölge yapmaya çağırıyoruz” dedi.

But do you think you can refrain from making a statement just long enough for us to prepare for the media firestorm that is about to come down?
Ama üzerimize çökmek üzere olan medyanın ateş fırtınasına hazırlanmamız için açıklama yapmadan yeterince bekleyebilecek misiniz?

This… Me making a statement, you making a mumbled comment after. No good.
Bu… benim açıklamada bulunmam, seninse bir yorum yumurtlaman, iyi değil.

Deutsche Welle Türkiye reported that experts making a statement to German news agency dpa that the three soldiers to be extradited can lodge an appeal with the supreme court.
Deutsche Welle Türkiye, Almanya Haber Ajansı dpaya açıklama yapan davayı yakından takip eden uzmanların, iadelerine karar verilen üç askerin temyize başvurabileceğini söylediğini hatırlattı.

CHP Leader Kemal Kılıçdaroğlu making a statement ahead of the march, also signed the letter of application to be submitted to the European Court of Human Rights(ECtHR) with regards to the Supreme Election Board's decision about the unsealed ballot papers in the Constitutional Referendum on April 16.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yürüyüş öncesinde yaptığı açıklamada YSKnın mühürsüz oy pusulalarıyla ilgili kararı için AİHMe iletilecek başvuru dilekçesini de gazetecilerin önünde imzaladı.

Editor-in-Chief of Sputnik and Russia Today(RT), Margarita Simonyan making a statement following the blocking of Sputnik news site by Telecommunications Communication Presidency(TİB) has evaluated the situation as“a new example of strict censor policies in Turkey”.
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı( TİB), Sputnik haber sitesine erişimi engellemesi üzerine açıklama yapan Sputnik ve Russia Today( RT) Genel Yayın Yönetmeni Margarita Simonyan, durumu“ Türkiyedeki katı sansür uygulamalarının yeni bir örneği” olarak değerlendirdi.

Someone making a statement. This looks like.
Daha çok, birisi bir… mesaj vermek istiyor sanki.

If you could please come by tomorrow and make a statement.
Yarın bize uğrayıp ifade verebilir misiniz?

And they have offered to drive him home. The driver and her husband made a statement.
Şoför ve eşi ifade verdi, kendisini arabayla evine bırakmak istiyorlar.